2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Fırat Yayınları Tüm Cevapları Sayfa 12-13-14-15-16-17-18
EDEBİYAT TARİHİ
EDEBİYAT TARİHİ
HAZIRLIK
1. Tanzimat Fermanı’nın ilanını ve o dönemde sosyal hayata getirdiği yenilikleri araştırınız.
- Tanzimat Fermanı ile Batılılaşma akımı iyice hız kazanmıştır. Osmanlı toplumunda aşağıda değişimler göze çarpar: Mimari de Batı tarzı evler ve binalar oluşmaya başlamış,
- Eğitim ve öğretimde Batı tarzı okullar açılmaya başlanmış.
- Toplumdaki insanların giyim kuşamında Batı tarzı görülür olmuş, fes, cüppe, kavuk, yemeni yerini pantolon, iskarpin, redingotlara bırakmış.
- Aydınlar Batı’yı daha yakından tanıyarak onların edebiyatını bize getirmeye çalıştılar.
- Özellikle eğlence merkezleri (Surdışı, Beyoğlu…) oluşmaya başladı.
- Dadılar Fransız olarak seçilmeye başlandı, çocuklar Batı tarzıyla yetiştirildi.
2. Kurtuluş Savaşı’nın tarihimizdeki yeri ve önemi hakkında
düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. Edebiyatımızda Kurtuluş
Savaşı’nı konu edinen roman, hikâye ve şiir türündeki eserlerin adlarını
öğreniniz. Bunlardan istediğiniz bir eseri okuyunuz. Kurtuluş
Savaşı’nın, seçtiğiniz esere nasıl yansıdığını belirtiniz.
2.Bir milletin yok olmaması için bütün benliği ve varlığı ile yokluk
içinde mücadele bir savaştır. Bir topluluk yok olmanın eşiğinde
dönmüştür.
Halide Edip Adıvar-Ateşten Gömlek
Yakup Kadri-Yaban
Kemal Tahir – Yorgun Savaşçı
3. “Türklerin cihan hâkimiyeti” düşüncesi hakkında bilgi edininiz.
3. Türkler, Tanrı’nın cihanı yönetme gücünü kendilerine verdiğine
inanırlar. Oğuz Kağan Destanı’nda Oğuz Kağan,bir kurt ile yola çıkar ve
önüne gelen kavimleri yener, ama burada Tanrı, dünyayı yönetme gücünü
sadece o Türklere verdiği inancı yatmaktadır.
4. XV. yy. şairi Şeyhî’nin “Harnâme” adlı eserinin tamamını okuyunuz. Eserin özetini defterinize yazınız.
4.
5. Destan, masal, mesnevi, halk hikâyesi, hikâye, roman
türlerinin ortaya çıktıkları dönemleri araştırınız. Bu türleri, yapı
özelliklerine göre tahtada gruplandırınız.
5. Destan: İslamiyet öncesi Türk edebiyatında ortaya çıkmış olup tam tarihi bilinmez.
Masal: Sözlü edebiyat döneminde çıkmış olup yine tarihi belli değildir.
Mesnevi: Edebiyatımızda ilk defa 1072 Kutadgu Bilig isimli eserle girmiştir.
Halk Hikayesi: İslamiyet sonrası Halk edebiyatı içerisinde yer almış olup tam tarihi belli değildir.
Roman: Edebiyatımıza Tanzimat dönemiyle girmiştir.
Hikaye: Yine Edebiyatımıza Tanzimat döneminde girmiştir.
6. Mesnevi nazım şekli hakkında bilgi edininiz.
6. Kelime anlamı “ikili, ikişer ikişer”dir.
İran edebiyatından alınmıştır. Klâsik halk hikâyeleri, destanî konular,
aşk hikâyeleri, savaşlar, dinî ve felsefî konuları işlenir. Konu ne
olursa olsun olaylar masal havası içinde anlatılır. Divan edebiyatının
en uzun nazım şeklidir (beyit sayısı sınırsızdır). 20-25 bine kadar
çıkabilir. Mesnevîde her beyit kendi içinde kafiyelidir: aa bb cc dd ee …
7. Yakın tarihimizde yaşanmış bir olayı anlatan herhangi bir edebî eseri (şiir, hikâye vb.) bulup okuyunuz.
7.
8. Edebî eserler konularını hangi kaynaklardan alır? Sıralayınız.
8. Tarih,sosyoloji,felsefe,psikoloji gibi bilimlerden alır.
9. “Edebiyat” teriminin anlamını 9. sınıftaki bilgilerinizden yola çıkarak aşağıya yazınız.
9. Edebiyat: Okuyucuda estetik zevk uyandırmak amacıyla yazılmış
olan kendine has biçimsel ve içerik özellikleri olan metinlere denir.
10. “Edebiyat tarihi” teriminin anlamını araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.
10. Bir milletin meydana getirmiş olduğu edebi eserleri ve bu edebi
eserlerin yazarlarını kronolojik olarak inceleyen eserlere edebiyat
tarihi denir.
11. Yaşadığımız yüzyılda hangi olayı, bir edebî eserle anlatmak isterdiniz? Nedenleriyle açıklayınız.
11.
İNCELEME
1. metin
ORHUN ABİDELERİ
Doğu Cephesi
2. metin
GÖKTÜRKLER
1. 734 yılında dikilen Orhun
Abideleri’nin doğu yüzünden alınan birinci metinde, Kül Tigin kimlere
hitap ediyor? Onlara neleri öğütlüyor? Bu öğütleri niçin veriyor?
Açıklayınız.
1. Türk milletine sesleniyor. Onlara geçmiş yapılmış olan hatalara
anlatarak bunları yapmamaları ve bunlardan uzak durmaları tembihleniyor.
Bu öğütlerde geçmişten ders alınsın diye veriliyor.
2. İkinci metinde anlatılanları kısaca belirtiniz. Bunların birinci metinle ilişkisini açıklayınız.
2. Göktürk devleti ile ilgili bilgi verir. Bumin Kağan ve İstemi
Kağan’ın ülkeyi nasıl kurduklarını ve yaptıkları savaşları ve o zaman
içinde bulundukları şartları anlatır. Birinci metinde anlatılan edebi
yönü ağır basan cümlelerle izah edilse içerik olan yani konu olarak
anlatılanlar ikinci metinle uyumludur.
3. a. Kitabınızda okuduğunuz iki metnin türünü, eser adlarını karşılarındaki uygun seçenekle eşleştirerek belirtiniz.
a. Orhun Abideleri Edebî eser
Göktürkler Tarihî eser
b. İki metni, anlatım yönüyle karşılaştırınız. Metinlerden hangisinin daha ilgi çekici olduğunu belirtiniz.
b. Birinci metin sanatsal ve edebi yönde daha zenginken diğer metin
daha çok tarihsel ve düz anlatım yöntemi tercih edilmiştir. Birinci
metinde duygu yönü ağır basmakta ve daha etkileyici olabilmektedir.
Diğerinde ise duygusal bir anlatım yoktur.
4. a. “Türklerin cihan hâkimiyeti” hakkında edindiğiniz
bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. Kitabınızda okuduğunuz Orhun
Abidelerinden alınan metinde, Kül Tigin’in bu düşünceyi nasıl ifade
ettiğini açıklayınız.
4.a. “Üstte mavi gök, altta yağız yer
kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu kılınmış. İnsanoğlunun üzerine
ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin
ilini, töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş. Dört taraf hep düşman imiş.
Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tâbi kılmış.
Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş.”
Yukarıda cümle göstermektedir, gök ve yer arasında bulunan her şey
yönetmek üzere ve onlara kağan olarak Bumin Kağan, İstemi Kağan’ın Tanrı
tarafından gönderildiğine inanılmaktadır.
b. Yazıtta Köktürklerin yaşayışına, tarihine ilişkin hangi bilgileri edindiğinizi aşağıya sıralayınız.
b. Cesur ve savaşçı olmaları
Doğruluktan yana olmaları
Çinliler tarafında kandırılarak birbirine düşmeleri
Çinlilerin egemenliğine girmeleri
5. Kitabınızda okuduğunuz metinler, hangi tarihî döneme ışık
tutmaktadır? Kültür alanlarıyla ilgili bu tür çalışmaların uygarlık
tarihiyle ilişkisini açıklayınız.
5. Tarihte ilk Türk devleti olarak bilinen Göktürklülerin dönemine ışık tutmaktadır.
6. Aşağıdaki boş bırakılan yere, okuduğunuz metinlerden
hareketle edebiyatın tarihle etkileşimini açıklayan bir paragraf
yazınız.
6. Tarih ile edebiyat arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur.
Yalnız yöntemleri ve amaçlar farklıdır. Tarih eldeki vesika ve belgelere
dayanarak geçmiş hakkında bilgi verirken edebiyat ise estetik güzelliği
ortaya çıkarmak için çalışır ve bunu yaparken de bilgi ve belgeye
ihtiyacı yoktur. İkisinin arasındaki ilişki ise zaman zaman
birbirlerinin alanlarına girerler. Edebiyat konu olarak tarihi bir olayı
eserine aktarırken faydalanılabileceği tek bilim vardır ki o da
tarihtir. Tarihçi de bazen araştırdığı konulara edebi metinlere rastlar
ki destanlar bunların en güzel örneğidir.
3. metin
HARNÂME
1. a. XV. yüzyıl şairi Şeyhî’nin “Harnâme” adlı eserin özetini arkadaşlarınızla paylaşınız.
1. a. Yük taşımaktan yaşlanan zayıf ve yaşlı eşek, yaşamış olduğu
sıkıntılardan sonra öküzlerin hiçbir iş yapmadan sabah akşam otlak ya da
mera ot yemelerini içerler ve buna isyan eder. Bütün işleri kendisinin
yapmasına elde ettiklerine kızar ve öküzler gibi yaşama arzusuyla
otların arasına dalar ve sabah akşam otlamaya başlar. Bunu gören tarla
sahibi ekinlerinin telef olduğunu görünce kızar ve yaşlı eşeğin
kuyruğunu ve kulağını keser.
b. Kitabınızda okuduğunuz kısmın eserin hangi bölümünden alındığını belirtiniz.
b. Eserin giriş bölümünde alınmıştır.
2. a. Okuduğunuz metin, içeriği ve yapı özellikleri yönüyle daha
önce hakkında bilgi edindiğiniz hangi nazım şeklinin özelliklerini
yansıtmaktadır? Açıklayınız.
a. Mesnevi nazım şeklinin özelliklerini yansıtır. Beyitlerle
yazılmış, kafiyesi aa,bb,cc,dd… şeklinde olmaktadır ve olay çevresinde
gelişen edebi metindir.
b. Destan, masal, mesnevi, halk hikâyesi, hikâye ve roman türlerinin ortaya çıktıkları dönemleri arkadaşlarınızla paylaşınız.
b.
- Destan:Çıkışı bilinmez
- Masal:Yine tarihi bilinmez.
- Mesnevi: 11.yy. da edebiyatımıza girer.
- Halk Hikayesi: 11.yy.dan sonra İslamiyet’in etkisiyle çıkmıştır.
- Roman:19.yy.da Tanzimat’ın etkisiyle çıkmıştır.
- Hikaye:19.yy.da Tanzimat’ın etkisiyle çıkmıştır.
c. Edindiğiniz bilgi birikiminden yola çıkarak destandan
başlayıp romana kadar yapı ve tema açısından gelişim gösteren edebî
türleri aşağıdaki şemaya yazınız.
2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Fırat Yayınları Tüm Cevapları Sayfa 19-20-21-22-23-24-25-26-27
2. Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler
1. Sınıfta sekiz gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi belirleyiniz. Araştırma yapmak için aşağıdaki konulardan birini seçiniz.
1. grup : Türklerin, İslamiyet’i hangi tarihte kabul ettiğini
araştırınız. XIII. yüzyılda yaşamış olan Yunus Emre’nin aşağıdaki
ilahisinden hareketle İslam uygarlığının Türk edebiyatına etkisini
açıklayınız.
Şol cennetin ırmakları
Akar Allah deyü deyü
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyü deyü. …
Yunus Emre
1.grup:Türklerin İslamiyet’le tanışması 8.yy.dan sonra olmuştur.
Talas Savaşından sonra Müslümanlarla komşu olmuşlar ve bunun neticesinde
boylar halinde İslamiyet’e geçmişlerdir. Türkler, İslamiyet’e geçince
edebiyatlarında bir farklılaşma olmuştur. İçerik olarak artık İslami
kelime ve kavramlar edebiyata konu olmaya başlamıştır. Allah, hak,
peygamber gibi kavramlar eserlerinde kullanılmıştır. Aynı zamanda şekil
olarak da değişim kendini göstermektedir. Dörtlükler yerini beyte, hece
yerini aruz bırakmıştır. Divan edebiyatı diye bir edebi gelenek ortaya
çıkmıştır.
2. grup : “Lale Devri” hakkında bilgi edininiz. Edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda
Gidelim serv-i revanim yürü Sadâbâd’a
İşte üç çifte kayık iskelede âmâde
Gidelim serv-i revanim yürü Sadâbâd’a
2. grup: Lale Devri, Pasarofça Antlaşması ile başlayan bir devir. Bu
devrin en önemli özelliği zevk sefa ve eğlence dönemi olarak tarihe
geçmektedir. Yıllarca süren harpler ve isyânlardan bıkan ahâli,
antlaşmalardan sonra savaştan uzak bir hayat sürmeye başladı.
İstanbul’da sünnet ve düğün merâsimleri artarak, mevsimine göre kır,
deniz seyahatları ve helva sohbetleri tertiplendi. Pâdişah dahil, devlet
adamları baharda, lâle mevsiminde Sâdâbâd, Şerefâbâd Emnâbâd,
Hüsrevâbâd, Hümâyûnabâd, Kasr-ı Süreyya, Vezirbahçesi köşklerine,
Tersâne Bahçesi, Çırağan Bahçesi, Beşiktaş yalılarına giderlerdi. Fakat
bu devir sürekli eğlence olarak devam etmedi. Patrona Halil İsyanı ile
bu devir de son buldu.
Nedim “Lale Devri”nin, Nedim’in yukarıdaki şarkısına nasıl yansıdığını açıklayınız.
Lale Devri, zevk, sefa ve eğlence dönemi demiştik ki bu da Nedim’in
eserine yansımıştır. O dönemin en önemli eğlence ve gezi olan Sadabad ,
şairini şiirine de yansımıştır.
3. grup : Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Gün Eksilmesin Penceremden”
adlı şiirini bulunuz. Cahit Sıtkı Tarancı ve şairin yaşadığı dönem
hakkında bilgi edininiz. Şairin, “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı
şiirine, o dönemde bireyin dünya ile ilişkisinin nasıl yansıdığını
açıklayınız.
3. grup:
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı, Cumhuriyet döneminin yazarlarından olup bu şiirde
yaşama bağlılık ve yaşama isteği dile getirilmiştir. Bu dönem
içerisindeki yazarların karamsar bir hava içerisinde olabildiği gibi
yaşama bağlılık da dile getirilmiştir. Burda önemli şairin duygu ve
düşüncesinde bireyselliğin ön planda olmasıdır.
4. grup : “Süleyman Çelebi”nin edebî kişiliği, yaşadığı dönemde
hâkim olan edebiyat anlayışının hangi zümreye hitap ettiğini
araştırınız.
4. grup: 15. Yüzyılın en önemli Divan şairlerindendir. Dini
konularda eser vermiştir. En önemli eseri Vesilet’ün-Necat (Mevlit),
edebiyatımızda bir gelenek başlatmıştır. Bu eserinde Peygamberin hayatı
doğumundan ölümüne kadar geçen süreyi ele almıştır. Süleyman Çelebi’den
sonra Mevlit söylemeye geleneği ortaya çıkmıştır. Süleyman Çelebi, daha
çok saray ve çevresinde aydın kesime hitap etmiştir.
5. grup : Ahmet Paşa’nın sanat anlayışı ve yaşadığı dönem hakkında bilgi edininiz.
5. grup: Fatih döneminin önde gelen şairlerindendir. Kaside ve
murabbalarıyla bilinir. Genellikle dini kavramların dışındaki şiirlere
yönelmiştir.Aruzu ustalıkla kullanır. Şairler Sultanı olarak bilinir.
6. grup : Tanzimat Dönemi edebiyatçılarının sanat anlayışlarını araştırınız.
6.grup: Tanzimat Döneminde Batı kültürü yeni tanınmaya başlandığı
için Tanzimat sanatçıları Batıdaki kavramlardan olan hak, adalet,
özgürlük gibi kavramları kullanmışlardır. Sanat anlayışlarında en önemli
yön halkı bilinçlendirmek vardır. Toplum için sanat anlayışı ön
plandadır. Bu dönem anlayış olarak Batı’yı yakından tanıdığımız bir
dönemdir.
7. grup : a. Cenap Şahabettin’in sanat anlayışı ve yaşadığı dönemin zihniyeti hakkında bilgi edininiz.
7. grup: a. Cenap Şahabettin anlayış olarak bireysel bir anlayışla
şiir yazar ve Cumhuriyet dönemi içerisinde hakim olan bireysel Cenap
Şahabettin’de bulunmaktadır.
b. Cenap Şahabettin’in “Elhân-ı Şitâ” adlı şiirinin tamamını bulunuz.
b.
8. grup : Behçet Necatigil’in sanat anlayışı ve yaşadığı dönem hakkında bilgi edininiz.
8. grup: Şiirlerinde ev, aile, çevre, aşk, bunalım, hastalık, yalnızlık
ve ölüm temalarını işlemiştir. Eski ve yeni kelimeleri şiirinde ustaca
kaynaştırır. Şiirleri dışında, nesirlerini topladığı “Bile/Yazdı” adlı
eseri vardır. Almanca’dan çeviriler yapan Necatigil, radyo oyunları da
yazmıştır. Yine Cumhuriyet dönemi yazarlarındandır. Batı kültürünün
yansımaları bu şairimizde de görünür.
2. Kitaplığınızdaki kitapları niçin gruplara ayırdığınızı belirtiniz.
2. Tasnif etmek , ayırmak daha kolay bulmayı, daha rahat ve iyi değerlendirmeyi sağlar.
3. Sizce Türk edebiyatı da tarihî dönemler gibi bölümlere (dönemlere) ayrılabilir mi? Düşüncelerinizi belirtiniz.
3. Ayrılabilir. Çünkü edebiyat tarihten, sosyal ve siyasi hayattan
ayrı değerlendirilemez. Tarihteki bir olayın etkisi toplumda görüldüğü
gibi edebiyata da yansır.
4. Oğuz Kağan’ın, beylerine ve halkına verdiği buyruğunu
okuyunuz. Burada belirtilenlerden hareketle Oğuz Kağan Destanı’nda Oğuz
Türklerine ait hangi özelliklerin yansıtıldığını söyleyiniz.
Ben sizlere oldum Kağan,
Alalım yay ile kalkan,
Nişan olsun bize buyan,
Bozkurt olsun (bize) uran,
Demir kargı olsun orman,
Av yerinde yürüsün kulan,
Daha deniz, daha müren,
Güneş bayrak, gök kurıkan.
4. Savaşçı oldukları, Kağanlık sistemi yönetildikleri,
Bozkurt’un kutsal olduğu, yay, kalkan ve kargı gibi savaş aletleri
kullandıkları, demir olduğuna göre madenciliğin geliştiği görebilir.
İNCELEME
1. metin
ŞU DESTANI
1. Okuduğunuz destanda, Saka Türklerinin hayatı ve kültürüne ait hangi özelliklerin olduğunu sıralayınız.
1.
2. “Şu Destanından hareketle
destanın oluştuğu dönemde Saka Türklerine (kavmine) ait özelliklerin
esere yansımasını nasıl değerlendirdiğinizi açıklayınız.
2. Eserler oluştuğu dönemin zihniyetinden ayrı düşünülemez.
Toplumların içinde bulunduğu ortam bir şekilde kişiler istese de
istemese de mutlaka eserlerine yansır.
2. metin
MEVLİD
1. a. Grup sözcünüz aracılığıyla Süleyman Çelebi’nin edebî
kişiliği, onun yaşadığı dönemde hâkim olan edebiyat anlayışının hangi
zümreye hitap ettiği ile ilgili araştırma sonuçlarını arkadaşlarınızla
paylaşınız.
1. a. Süleyman Çelebi, Divan edebiyatı şairlerindendir. Divan
edebiyatının yazarları ve okuyucu kitlesi genellikle saray ve
çevresindeki okumuş aydın kimselerdir. Arapça ve Farsça kelimeler yoğun
olduğu için halka hitap etmemektedir.
b. Okuduğunuz eserin temasını söyleyiniz. Bu temanın hangi
medeniyetin ürünü olduğunu ve o dönemin hayat tarzını nasıl yansıttığını
açıklayınız.
b. Peygamber’i anlatmaktadır. Doğumu ile ölümü arasında yaşadığı
olaylar dile getirilmiştir. Bu eser İslamiyet’in etkisi ile yazılmıştır.
2. Mevlid, Hz. Muhammed’in doğumunu anlatan bir eserdir. Uzun
konuları anlatmaya elverişli olan mesnevi ile hikâye ve romanı yapıları
yönünden karşılaştırınız. Sonuçları sıralayınız.
Destan Dönemi
2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Fırat Yayınları Tüm Cevapları Sayfa 31-32-33-34-35-36-37
1. “Mit ve mitoloji” sözcüklerinin anlamlarını öğreniniz.
1. Mit: Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle
biçim değiştiren alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos (TDK).
Mitoloji: Mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim (TDK).
2. “Göktürkler” hakkında bilgi edininiz.
2. Göktürk Devleti, tarihte ilk defa Türk adını taşıyan devlettir.
Göktürkler, Türklerin atlı uygarlık ya da bozkır uygarlığından yerleşik
uygarlığa geçiş döneminde, Türk boylarının başına geçerek hüküm süren
bir hakan sülâlesidir Kurdukları devlete de Göktürk Devleti denir. Türk
adı ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları’nda geçmektedir.
Göktürkler, saltanatı Avarların elinden alarak devletlerini
kurmuşlardı.. Türk egemenliğinin batıda yayılmasında ve Batı Türkistan
Türkmenleşmesinde önemli rol oynadılar. VII. yüzyılın ilk çeyreğinde bir
durgunluk geçiren Göktürkler, Kutluğ İlteriş Kağan zamanında yeniden
canlılık gösterdiler. Ama bu sırada doğudaki Çin tehlikesine, batıdan
gelen ve Sasani egemenliğine son veren bir de Arap tehlikesi eklendi.
VIII. yüzyılın başlarında, 706’da Kapağan Kağan komuta ettiği Türk
ordusu Çinlileri yenerek Türk devletinin durumunu düzeltirken, batıda
Kültigin Kağan ordusuyla Buhara yakınlarına kadar ilerledi . Böylece
Türkler batıda Araplarla karşı karşıya” geldiler. Kapağan Kağan 716’da
ölünce oğullarıyla yeğenleri Bilge ve Kültigin arasında iktidar
mücadelesi başladı. Arap baskısına doğuda Moğol baskısı eklenince iç
ayrılıkların da etkisiyle Göktürk Devleti son buldu (745).
3. Göktürklere ait “Bozkurt Destanı” ve diğer Türk destanlarında “bozkurt” motifinin neyi temsil ettiğini araştırınız.
3. Kurt güç ve kuvvet sahibi bir hayvandır. Türkler kendi
hakanlarını kurda benzeterek onların güç ve kuvvet sahibi olduğunu
düşünmüşlerdir. Kurt aynı zamanda Kök Tanrı’nın habercisi olarak görülür
ve o görüldüğü zaman insanlara bolluk ve bereket getirir. Yeni
yurtların kapısını açar.
4. Sınıfta üç gruba ayrılınız. Grup sözcünüzü belirleyiniz.
“Kalevala, Şehname, Odisseia (Odesya)” adlı eserlerin konuları ve ait
oldukları milletler hakkında bir araştırma yapınız.
4.Kalevala: Finlandiyalıların destanıdır. Kalevala, beş halk
kahramanının serüvenlerini anlatır: Halk ozanı Vsinsmöinen, demirci
İlmarinen, maceraperest Lemminksinen, avcı ve serf Kullervo. Bu
kahramanların serüvenleri, tarihî olarak Fin-Lapon savaşları döneminde
geçmektedir.
Şehname: İranlıların destanıdır.İranlıların Müslüman olmadan önceki 500 yıllık tarihi hakkında bilgi verir.
Odessia: Yunanlıların destanıdır. Odysseia, Başkahramanı Odysseus’un başından geçenleri, serüvenlerini anlatmaktadır.
5. Aşağıdaki resimleri inceleyiniz. Resimlerde gördükleriniz,
masallarda anlatılan olağanüstülüklerle ilgili neler düşündürüyor?
Açıklayınız.
5. Resimlerde anlatılanlar Türklerin ağaç ve ışık gibi kavramlara
inandıklarını gösterir. Bu iki kavramda Türkler çevrelerindeki olay ve
olgulara değişik anlamlar yüklemişlerdir.
6. Masallarda lambadan çıkan “devler”in veya “periler”in
olağanüstü güçlere sahip olmaları hangi nedenlere bağlanabilir?
Tartışınız. Sonucu kısaca belirtiniz.
6. İnsanlar kendilerinin dışında başka kavram ve kişilerin olduğunu
düşünürler. Bunları anlamak için uğraşsalar da çok yeterli olamazlar.
Bundan sonra yapacak tek iş kalır o da çevresinde kendinden daha üstün
özelliklere varlıkların olduğunu düşünürler ve öyle inanırlar.
7. Sınıfta dört grup oluşturunuz. Grup sözcülerinizi seçtikten
sonra aşağıda belirtilen konulardan biri hakkında araştırma yapınız.
I. grup : Mitolojinin ve mitolojik öğelerin ortaya çıkma nedenleri nelerdir?
I. grup: Mitoloji, toplumu derinden etkileyen olayların halk arasında anlatılmasıyla ortaya çıkmaktadır. İnsanlar
çözemedikleri, anlayamadıkları ya da bilmedikleri özelliklere
olağanüstü bir özellik katma eğilimi içindedir. Bu durum toplumların
yaşamlarında bir alışkanlık haline gelmiştir. Mitoloji oluştuğu
dönemlerde de insanlar çevreyi anlayacak bilgi birikimine sahip
değildir. Burada da düş ve hayaller devreye girer.
II. grup : Türklerdeki mitolojik öğeler ve bunların özellikleri nelerdir?
II.grup: Türklerin mitolojik öğeleri kurt, ay, yıldız, su, ışık, ateş ,ağaç vb.
III. grup : Başka milletlere ait mitolojik unsurlar ve bunların özellikleri nelerdir?
III. grup: Çinliler ejderhaya, İran mitolojisinde Simurg, Hüma ve Dahhak ismi verilen kuşlar bulunmaktadır.
IV. grup : Mitolojik dönemdeki yaşam tarzı nasıldır?
IV. grup: Mitolojik devirler milletler çocukluk dönemleri gibidir.
Dış dünyayı çok iyi kavrayamazlar, yaşamları deneme yanılma yaparak
doğru bulma şeklindedir. Olağanüstü özelliklere inanırlar.
8. Yıldırım düşmesini veya korktuğunuz bir hayvanı hayal dünyanızda nasıl canlandırdığınızı açıklayınız.
8. …
9. Masallar, halk hikâyeleri, atasözleri ve mânilerin günümüze kadar nasıl aktarıldığını tartışınız. Sonuçları sıralayınız.
9. Masallar, halk hikâyeleri, atasözleri ve mâniler eski insanlar
tarafından yazının olmadığı dönemlerden itibaren kullanılagelmişti.
Bunların günümüze gelmesinde en büyük etken sözlü kültürün babadan
oğula, kuşaktan kuşağa , kulaktan kulağa aktarılması etken olmuştur.
İNCELEME
1. metin
ERGENEKON DESTANI
1. Her kavimde yaşanan “Destan Dönemi” ifadesiyle destanların
ortaya çıktığı zaman dilimi kastedilmektedir. Bu zaman diliminde kavme
ait özelliklerin o dönem hayatına da hâkim olduğu görülür.
a. Göktürkler hakkında edindiğiniz bilgileri sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. 2. Göktürk Devleti, tarihte ilk defa Türk adını
taşıyan devlettir. Göktürkler, Türklerin atlı uygarlık ya da bozkır
uygarlığından yerleşik uygarlığa geçiş döneminde, Türk boylarının başına
geçerek hüküm süren bir hakan sülâlesidir Kurdukları devlete de Göktürk
Devleti denir. Türk adı ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun
Yazıtları’nda geçmektedir. Göktürkler, saltanatı Avarların elinden
alarak devletlerini kurmuşlardı.. Türk egemenliğinin batıda yayılmasında
ve Batı Türkistan Türkmenleşmesinde önemli rol oynadılar. VII. yüzyılın
ilk çeyreğinde bir durgunluk geçiren Göktürkler, Kutluğ İlteriş Kağan
zamanında yeniden canlılık gösterdiler. Ama bu sırada doğudaki Çin
tehlikesine, batıdan gelen ve Sasani egemenliğine son veren bir de Arap
tehlikesi eklendi. VIII. yüzyılın başlarında, 706’da Kapağan Kağan
komuta ettiği Türk ordusu Çinlileri yenerek Türk devletinin durumunu
düzeltirken, batıda Kültigin Kağan ordusuyla Buhara yakınlarına kadar
ilerledi . Böylece Türkler batıda Araplarla karşı karşıya” geldiler.
Kapağan Kağan 716’da ölünce oğullarıyla yeğenleri Bilge ve Kültigin
arasında iktidar mücadelesi başladı. Arap baskısına doğuda Moğol baskısı
eklenince iç ayrılıkların da etkisiyle Göktürk Devleti son buldu (745).
b. Okuduğunuz destanda Göktürklerin yaşayışı ve beğenisini
yansıtan unsurları belirtiniz. Bu unsurların Göktürkler hakkında
edindiğiniz bilgilerle uyuşup uyuşmadığını söyleyiniz.
b.
- Türklerin savaşçı millet oldukları,
- Cihangirlik duygusuna sahip oldukları,
- Çadırlarda yaşadıklarına göre göçebe millet oldukları,
- Sürüleri olduğuna göre hayvancılıkla geçindikleri,
- Hanlık ve kağanlar tarafından yönetildikleri,
- Kök Tanrı inancında olmaları,
- Demir erittikleri ve demircileri olduğunu göre madencilik üzerine bilgilerini olmaları,
- Vergi aldıklarına göre bir devlet sistemine sahip olmaları,
Yukarıdaki verilen özellikler Göktürklerin yaşantısına uymaktadır.
c. “Mit ve mitoloji” kavramlarının anlamını arkadaşlarınıza aktarınız.
c. Mit kutsal bir öyküyü anlatır; en eski zamanda, “başlangıçtaki”
masallara özgü zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Başlangıç; evrenin
ve alemin yaratılışıdır.
Mitin sınırları: Olay, mekan ve zamandır.
Mekan, kozmik alem; zaman ise kozmik zamandır. Kozmik ise; İslâm’a göre ruhların yaratıldığı andır.
· Tanrılar ve yarı tanrılar mitin ana kahramanlarıdır.
· Mit, doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsünü oluşturur.
· Bu öykü kesinlikle gerçek ve kutsal olarak kabul edilir.
· Mit her zaman için yaratılışla ilgilidir.
1. Mit, kutsal bir anlatıdır.
2. Simgesel ve kutsal bir ağırlığı vardır.
3. İlk insanın dünyayı yaratanlara kendisini anlamlandırmak için
sorduğu neden ve nasıllara, o dönemin şartları içerisinde cevap
vermişlerdir.
4. Mitlerin kahramanları ilahlar, ilaheler ve yarı-tanrılardır.
5. Mitlerde zaman ve mekan kozmiktir. Haritada ve bildiğimiz bir zaman diliminde açıklanamaz, gösterilemez.
6. Mit, her zaman bir yaratılışla ilgilidir. Bir şeyin hayata nasıl
geçtiğini ya da bir davranışın, bir kurumun, bir çalışma biçiminin nasıl
yaratıldığını, oluştuğunu anlatır.
7. İnsanlar miti bilmekle, onu çözmekle nesnelerin kökenini de
bilir. Burada dıştan soyut bir bilgi söz konusu değil, yaşanılan bir
bilgi söz konusudur.
8. Mitler, gerçek anlamlarını ancak içinden çıktıkları topluluk
içinde bulurlar. İçerdikleri sembollerin ancak yaşadıkları toplumun
sosyal, kültürel ve ekonomik yapısında birebir karşılıkları vardır.
Sadece o toplum içinde anlaşılırlar. Diğer toplumlarda sembollerin dili
çözülemediğinden dolayı mitin anlamı verdiği mesaj anlaşılamaz ve mit
gerçekdışı bir görünüm verir. Kısacası mit, doğduğu toplumda yaşar ve
mesajları algılanır.
9. Mitin ihtiyar toplumlarda vazgeçilemez bir yeri vardır;
inanışları dile getirir. Ahlak ilkelerini savunur, onları kabul ettirir.
Demek ki mit, yaşadığı toplumda sürekli olarak başvurulacak olan,
yaşanılan bir gerçektir. Soyut bir kuram ve imgeler göstergesi değil,
ilkel bir dinin ve pratik bilginin gerçek anlamda düzenlenmesidir.
10.20. asır tarihçileri ve dilbilimcileri mitolojiler ve dinler arasında güçlü benzerliklerin var olduğuna dikkat çekmektedir.
Mitler üç gruba ayrılır:
1. Tabiat olaylarını, hayvanların kökenini, töreleri, örf ve adetleri anlatan mitler.
2. Tarihi olayları açıklayıcı nitelikte olan mitler.
3. Sadece maceraları anlatan, eğlendirici nitelikte olan mitler.
Mitlerin kategorileri
Eskatoloji: İnsanın ve dünyanın geleceğini konu edinen mitlerdir. Örneğin: Tufan, kıyamet mitleri.
Kozmogoni: Evrenin nasıl oluştuğunu anlatan mitlerdir.
Teogoni: Tanrıların nereden geldiklerini anlatan mitlerdir.
Antropogomi: İnsanların nereden geldiklerini ya da nasıl oluştuklarını anlatan mitlerdir.
NOT: Millet bilinci olan birçok ulusta mit kavramı vardır ve en eski devrilerde orta çıkmıştır.
ç. Göktürklerin “Bozkurt Destanı’nı arkadaşlarınıza özetleyiniz.
Daha sonra Türk destanlarında “bozkurt” motifinin neyi temsil ettiğini
açıklayınız.
ç. Türkler, Lin adlı bir ülkenin ordularınca yenilgiye uğratıldılar.
Düşman çerileri bütün Türkleri erkek-kadın, küçük-büyük demeden
öldürdüler. Bu büyük ve acımasız kıyımdan yalnızca 10 yaşlarında bulunan
bir oğlan sağ kaldı geriye. Düşman askerleri bu çocuğu da buldular ama
onu öldürmediler; bu yaşayan son Türk’ü acılar içinde can versin diye,
kollarını ve bacaklarını keserek bir bataklığa attılar. Düşman
hükümdarı, çeri (asker)lerinin son bir Türk’ü sağ olarak bıraktığını
öğrendi; hemen buyruk verdi ki bu son Türk de öldürüle ve Türkler ‘in
kökü tümüyle kazına.
Düşman çerileri çocuğu bulmak için yola koyuldular. Fakat dişi bir
Bozkurt çıktı ve çocuğu dişleriyle ensesinden kavrayarak kaçırdı; Altay
dağlarında izi bulunmaz, ıssız ve her tarafı yüksek dağlarla çevrili bir
mağaraya götürdü. Mağaranın içinde büyük bir ova vardı. Ova, baştan
ayağa ot ve çayırlarla kaplıydı; dörtbir yanı sarp dağlarla çevrili idi.
Bozkurt burada çocuğun yaralarını yalayıp tımar etti, iyileştirdi; onu
sütüyle, avladığı hayvanların etiyle besledi, büyüttü. Sonunda çocuk
büyüdü, ergenlik çağına girdi ve Bozkurt ile yaşayan son Türk eri
evlendiler. Bu evlilikten 10 çocuk doğdu. Çocuklar büyüdüler; dışarıdan
kızlarla evlenerek ürediler. Türkler çoğaldılar ve çevreye yayıldılar.
Ordular kurup Lin ülkesine saldırdılar ve atalarının öcünü aldılar. Yeni
bir devlet kurdular, dört bir yana yeniden egemen oldular. Ve Türk
kağanları atalarının anısına hürmeten, otağlarının önünde hep kurt başlı
bir sancak dalgalandırdılar…
Bozkurt yine burda güç ,kuvvet,türeyiş, iyilik ve kurtuluşun sembolü olarak kullanılmıştır.
d. Okuduğunuz “Ergenekon Destanı’nda bu motifin nasıl kullanıldığını (yer aldığını) belirtiniz.
d.
2. metin
GÖÇ DESTANI
1. a. Grup sözcüleriniz aracılığıyla mitoloji ve mitolojik
dönemdeki yaşam; Türklere ve diğer milletlere ait destanlardaki
mitolojik öğeler hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınıza
aktarınız.
1. a. Türklerin mitolojik öğeleri kurt, ay, yıldız,
su, ışık, ateş ,ağaç vb. dir. Mitolojik devirlerde Türkler kendilerini
koruyacak, savunacak kendilerinin dışında bir olağanüstü varlığa ihtiyaç
duymuşlardır. Bunların zaman zaman onlara yardım ettiğine inanırlar.
Tıpkı şimdi Hızır Aleyhisselam’da olduğu gibi.
Türeyiş destanında kurt, Oğuz Kağan destanından kurt, ışık, ağaç gibi mitolojik unsurları kullanmışlardır.
b. Okuduğunuz destanda Uygur halkının atlar kişnerken, develer
böğürürken, vahşi hayvanlar ve köpekler ulurken, sığırlar bağırırken,
koyun ve kuzular melerken, çocuklar ağlarken “Göç! Göç!” diye bir söz
duymalarının nedeni ne olabilir? Acaba Uygurlar bu sesleri, korktukları
bir olayın ardından mı duymuş olabilirler? Onların duydukları bu garip
sesi bir emir gibi düşünmelerini, gittikleri yerde “Beş Balıg” şehrini
kurup yerleşmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Açıklayınız.
b. Olağanüstü varlıkların olduklarına inandıkları için kendilerini
onların koruyacağına ve iyilik getireceklerine inandıkları içindir.
c. Mitolojinin ve mitolojik öğelerin ortaya çıkma nedenleriyle ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
c. Mitoloji, toplumu derinden etkileyen olayların halk arasında anlatılmasıyla ortaya çıkmaktadır. İnsanlar
çözemedikleri, anlayamadıkları ya da bilmedikleri özelliklere
olağanüstü bir özellik katma eğilimi içindedir. Bu durum toplumların
yaşamlarında bir alışkanlık haline gelmiştir. Mitoloji oluştuğu
dönemlerde de insanlar çevreyi anlayacak bilgi birikimine sahip
değildir. Burada da düş ve hayaller devreye girer.
ç. Hayvanların çıkardığı sesler ve beş çocuğun ağlamasıyla
duyulan “Göç! Göç!” sesi yaşanabilir bir durum mudur? Mitlerle ilgili
bilgi birikiminizden ve “Göç Destanı’nda anlatılanlardan yararlanarak
mitolojik öğelerin oluşumunu açıklayınız.
ç. Yaşanılabilir bir durum değildir. Bir önceki soruda mitolojik oluşum nedenleri anlatıldı.
2. Şimdiye kadar okuduğunuz destanlarda geçen mitolojik öğeleri
sıralayınız. Bunların nesilden nesile nasıl aktarılmış olduğunu
açıklayınız.
2. Kurt, yıldız, su, ışık, ateş ,ağaç gibi
mitolojik unsurlar kullanılmış ve bunlar sözlü olarak nesilden nesile,
kulaktan kulağa belli bir gelenek için aktarılmıştır.
3. Okuduğunuz destandaki “mum (ışık) ve iki ağaç” motiflerinin,
eski Türklerin Gök Tanrı inancıyla ilgisini belirtiniz. Bu motiflerin,
eski Türklerin yaşayışı ve zihniyetiyle ilişkisini açıklayınız.
4. İnsanlığın ilk dönemlerinde tabiatla, üstün güçlerle ve
düşmanla mücadelelerde gerçek olmayan, düş yoluyla ortaya konan öğeler,
sizce mitolojik dönemin sanatını ve dilini nasıl etkilemiştir?
Tartışarak sonuçları sıralayınız.
4. Düş yoluyla ortaya konan öğeler Türk toplumunun sanatını da daha
çok düşsel öğelerin ağırlıkta olduğunu yapıya büründürmüştür. Hemen
hemen her eserde insanların olağanüstü kavram ve olguları kullanmışlar
ve bunları eserlerine aktarmışlardır.
YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. Okuduğunuz destandan hareketle demircilik geleneğinin
Göktürklerin yaşamında nasıl etkili olduğunu belirtiniz. Günümüzde bu
geleneğin nasıl sürdürüldüğünü söyleyiniz.
1. Demircilik özellikler savaşçı olan Türklerin yaşamını
kolaylaştırmıştır. Ok, kalkan, mızrak yapımında kullanmışlardır.
Günümüzde bu gelenek devam etmemektedir.
2. Türklerin Ergenekon’dan çıkışını temsil eden özel günün adını
ve o gün halk arasında hangi etkinliklerin yapıldığını boş bırakılan
yere yazınız.
2. Baharın Gelişi olarak halkın arasında kutlanmaktadır. O gün
insanlar çeşitli eğlenceler yapar ve o günün anısına temsili olarak
demir döverler.
3. a. Grup sözcüleriniz aracılığıyla “Kalevala”, “Şehname” ve
“Odysseia” adlı eserlerin konularını ve hangi milletlere ait olduğunu
bir sunumla arkadaşlarınıza aktarınız.
3. a.
b. Farklı uygarlık ve kavimlere ait destanlar ile okuduğunuz
Türk destanlarının benzerlik ve farklılıklarını tablodaki boş bırakılan
yere yazınız.
Farklı Uygarlık ve Kavimlerin Destanları ile Türk Destanları
Benzerlikler | Farklılıklar |
Olağanüstülükler hakimdir. | Üslupları farklıdır. |
Mitolojik kavramlar göze çarpar. | İçerik olarak bizimkiler daha çok savaşlardan ve kahramanlıklardan bahseder. |
Nesilden nesile aktarılırlar. | Dilleri farklıdır. |
Bir milletin ortak duyguların ortaya çıkar. | Yapı itibariyle farklılılar vardır. |
4. a. Uygur Türklerine ait
aşağıda verilen metni ve hayat ağacının temsilî resmini inceleyiniz.
İncelediğiniz efsane ve resimden hareketle mitolojik öğelerin Destan
Döneminin sanatını ve dilini nasıl etkilediğini açıklayınız.
4. a. Ağaç ve at gibi mitolojik unsurlar Destan döneminde en çok
kullanılan kavram olup bunlar o dönemki insanların sanatını ve dilini
etkilemiştir.
b. Hayat Ağacı’nın bu
efsanedeki işleviyle Göç Destanı’nda çadırın iki ağaç ortasına
kurulması ve bu çadırdaki çocuklara tapılması arasında nasıl bir
bağlantı olduğunu belirtiniz.
b. Yine Türklerin kendilerinin dışındaki kozmik dünyanın nasıl var
olduğu anlamaya çalışmalarından kaynaklanır. Belli bir zaman sonra
düşünceleri olağanüstülüklere kaymıştır. Temel evrenin nasıl var
olduğunu anlamaya çalışmalarıdır.
c. Okuduğunuz ve incelediğiniz
destanlardan hareketle her kavmin Destan dönemi yaşayıp yaşamadığını
tartışınız. Ulaştığınız sonucu belirtiniz.
c. Yaşanmıştır. Destan dönemi milletlerin ilk oluşum dönemleri, onların
çocukluk evreleri gibidir. Bu oluşum süresinde mutlaka bu evreleri
geçmesi lazımdır.
5. Ailenizin, aile soy ağacında nerede yer aldığını belirtiniz. Bu soy ağacının Türk destan ve efsanesindeki ağaç motifiyle ilişkisini açıklayınız.
5.
6. Bir milletin devlet olma ve yurt edinme aşamalarını mitolojik öğelerle süsleyerek anlatmasının nedeni ne olabilir? Düşüncelerinizi açıklayınız.
6. Elde ettiği yurt ve devleti sadece kendi maddi kazanımlarıyla
değil aynı olağanüstülükler elde ettiğini belirtmek için mitolojik
öğelerle süsler. Bu da bir sonraki kuşağa yurt ve devletin nasıl
kazandıklarını ve ona sahip çıkmaları gerektiğini ortaya koymalarına
vesile olur.
7. a. Sözlü edebiyat dönemine
ait okuduğunuz edebî ürünler ve edindiğiniz bilgilerden yararlanarak bu
dönemdeki eserlerin toplumun ortak değerleriyle nasıl bir bağlantısı
olduğunu açıklayınız.
a. Bu dönemde oluşturulan eserlerin yazarları yoktur. Anonimdir. Bu
da bu dönemdeki eserlerin halkın ortak duygu, düşünüş ya da
davranışlarının bir yansıması olduğunun göstergesidir.
b. Toplumun ortak değerlerinin bir insan topluluğunda bulunan bireyleri birbirine bağlamadaki işlevini belirtiniz.
b. Bir insan toplumdaki ortak değerlere inanıyorsa ve ona sahip çıkarsa
bu onu diğer bireylere sahip çıkma, onları koruma ve kollama ihtiyacının
ortaya çıkmasına vesile olur. Bu da bir milletin ortaya çıkışı
gösterir.
DEĞERLENDİRME
1. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi mitlerle ilgili değildir?
A. Mitler, alegorik anlatımın kullanıldığı halk hikâyeleridir.
B. Mitler, tanrı ve tanrıçalarla ilgili değildir.
C. Mitler, Destan Döneminde ortaya çıkmıştır.
D. Mitlerde halkın hayal gücü ortaya çıkar.
E. Mitler; evrenin oluşumu, türeyiş vb. konularla ilgilidir.
CEVAP:B
2. Aşağıdaki cümlelerin başına yargı doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
( D ) Destan Dönemi, destanların ortaya çıktığı zaman dilimidir.
( Y ) Farklı uygarlıklarda ve kavimlerde Destan Dönemi yaşanmamıştır.
( D ) Ergenekon Destanı, Göktürklerin yaşamına ait özellikleri yansıtmaktadır.
3. Aşağıdaki destanları uygun seçeneklerle eşleştiriniz.
Odisseia | Yunan |
Şehname | İran |
Kalevala | Fin |
Göç Destanı | Göktürkler |
4. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanları işaretleyiniz.
XXX | Destanların temelinde milletlerin başından geçen büyük olaylar esastır. |
XXX | İnsanların tabiatla, üstün güçlerle mücadelesi ve hayal yoluyla ortaya koyduğu eserler, mitolojik öğelerin oluşumunda etkilidir. |
XXX | Destanlar, ağızdan ağza aktarılarak yayılmıştır. |
5. Destanlardaki mitolojik kavramlar, bir milletin hangi yönünü temsil etmektedir? Düşüncelerinizi açıklayınız.
5.
6. Geleneksel olarak yayılan ve toplumun
hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğusuyla
ilgili hayalî, alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi.
Yukarıda tanımı yapılan kavram hangisidir?
A. Mit B. Efsane C. Kültür D. Gelenek E. Mitoloji
CEVAP:E
7. Aşağıdakilerden hangisi sözlü edebiyat ürünü değildir?
A. Masal B. Destan C. Koşma D. Ninni E. Atasözü
CEVAP:C
8. Aşağıdaki noktalı yerlere uygun sözcükleri yazarak cümleleri tamamlayınız.
- Sözlü edebiyat ürünleri DESTAN dönemde oluşmaya başlamıştır.
- Mitolojik öğeler, dönemin yaşama biçimiyle DOĞRUDAN ilişkilidir.
- SÖZLÜ DÖNEM ürünleri, mitolojik öğelerin nesilden nesile aktarımında önemli bir role sahiptir.
9. Aşağıdaki cümlelerin başına yargı doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
( D ) “Göç Destanı”, Uygurlara ait bir destandır.
( D ) “Ağaç, ışık, kurt, kutlu dağ” Türk destanlarındaki mitolojik öğelerdir.
( D ) Bir toplumun sözlü edebiyat ürünlerindeki ortak değerler, bireyleri birbirine bağlar.
10. Sözlü edebiyat ürünlerinin, Türk kültür tarihi açısından önemini belirtiniz.
10..
10. Sınıf Fırat Yayınları 37-38-39-4041-42 Edebiyat Cevapları
a. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler / Şiir (Sagu, Koşuk)
HAZIRLIK
1. “Sagu ve koşuk” sözcüklerinin anlamlarını öğreniniz.
1. İslamiyet Öncesi Türklerde ölen kişilerin arkasından yakılan
ağıtlara sağu denir. Yine aynı dönemde tabiatın güzelliklerini, aşkı ve
sevgiyi işleyen şiirlere de koşuk adı verilir.
2. Edebiyatla ya da tarihle ilgili eserlerden eski Türklerin
yaşayışı ve şiir söyledikleri törenler hakkında bilgi edininiz.
Edindiğiniz bilgileri bir sunumla arkadaşlarınıza aktarmak üzere
hazırlayınız.
2. Türkler İslamiyet’ten önce göçebe olarak yaşarlar, avcılık
yaparak geçimlerini sağlarlar, savaşçı bir millet olup özellikle
savaşlardan elde ettikleri ganimetlerle de geçimini temin ederler.
Kışları ovalara yazları yaylalara giderler. Yaz aylarında avlanırlar ve
uzun sürek avlarında zaman zaman sığır şölenleri yaparlar. İşte bu şölen
ozan denilen kişiler halka şiirler okurlar ki bunlar koşuk ya da
sağulardır. Savaşçı bir millet oldukları için de zaman zaman savaşlarda
kahramanlarını kaybederler ki işte bu dönemde yuğ denilen tören yapılır
ve bu törende sağular okunur.
3. Eski Türklerde “kam, ozan, baksı, şaman” adlarının kimlere verildiğini ve bunların görevlerini öğreniniz.
3. Kam : Büyü yapar.
Baskı : Ağır hastaları tedavi eden bir hekimdir.
Ozan : Sadece insanları eğitmez aynı zamanda eğlendirir.
Şaman : Alt ve üst dünyada yardım eder.
Daha sonraki dönemlerde yerini aşık almıştır.
4. Günümüzde söylenen ağıt türündeki bir türkünün sözlerini yazınız.
5. Türlük çeçek yarıldı, Erdi aşın taturgan
Barçın yadım kerildi. Yavlak yagıg kaçurgan
Uçmak yeri körüldi, Ograksüsin kaytargan
Tumlug yana kelgüsüz Bastı ölüm ahtaru
Günümüz Türkçesiyle Günümüz Türkçesiyle
Türlü çiçekler açıldı, (O, konuklarına) yemeğini tattıran,
Çimene ipek yaygılar yayıldı, Kötü düşmanı kaçırtan
Cennet yeri görüldü, (ve) Oğrak ordusunu geri püskürten (bir yiğit) idi.
Artık kış gelmeyecek. Ölüm (onu yere) yıkarak bastırdı.
a. İslamiyet öncesi döneme ait iki ayrı şiirden alınan
yukarıdaki dörtlükleri okuyunuz. Bu dörtlüklerde ahengin (ses tekrarı,
ritim, ses benzerlikleri vb.) hangi öğelerle sağlandığını belirtiniz.
a. Nazım birimi: Dörtlük
Ölçüsü. Hece ölçüsü
Uyak düzen: aaab
Ses ahenki ya da kafiye: Birinci dörtlükte (İ)l-di şeklinde olan
ekler redif –r ler ise yarım kafiyedir. İkinci dörtlükte –urgan/argan
şeklindeki ekler redif olarak kullanılmıştır.
Tatlı tatlı konuşurduk, gülerdik
Gönül bahçesinden güller dererdik
Baş başa verir de gönül eğlerdik
Şimdi başkalandı devran, ağlarım.
Sümmânî
b. Halk edebiyatı şairlerinden Sümmânî’nin koşmasını yukarıdaki
dörtlüklerin ahenk ögeleriyle karşılaştırınız. Benzer ve farklı yönleri
sıralayınız.
b.
Benzerlikler | Farklılıklar |
Nazım birimi dörtlük | Dil olarak farklılık vardır. Sümmani’nin söyleyişi bize daha yakındır. |
Uyak düzeni aaab | |
Ölçüsü hece ölçüsü | |
Halk söyleyişine sahip |
6. Çevrenizde, sevdiğini kaybeden insanların duygularını nasıl dile getirdiklerini belirtiniz.
6. Üzüntü ve kederleri ister istemez diline yansımaktadır,
kaybettiği insanın güzel özelliklerini dile getirme ihtiyacı duyarak
anılarla kalan yaşamı tazeleme ihtiyacı duyarlar. Yeteneği olanlar ölen
kişi üzerine şiirler, ağıtlar yakarlar.
7. Bahar mevsiminin size hissettirdiği duyguları açıklayınız.
7.
İNCELEME
1. metin
ALP ER TONGA SAGUSU
1. Okuduğunuz şiiri, yapı bakımından (birim, birim sayısı, uyak düzeni vb.) inceleyiniz.
1.
Nazım Birimi: Dörtlük |
Birim Sayısı: 8 Birim |
Uyak Düzeni: Düz uyak (aaab,cccb,dddb…) |
Kafiye: 1.Dörtlükte “l”ler yarım kafiye, 2. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 3. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 4. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 5. Dörtlükte “v”ler yarım kafiye, 6. Dörtlükte “n”ler yarım kafiyedir. 7. Dörtlükte kafiye yok 8 . Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, |
Redif 1.Dörtlükte “di mü”ler redif, 2. Dörtlükte “gurup”lar redif, 3. Dörtlükte “leyü”ler redif, 4. Dörtlükte “tedi”ler redif, 5. Dörtlükte “redi”ler redif, 6. Dörtlükte “çıdı”lar redif. 7. Dörtlükte ”ok”lar redif 8. Dörtlükte “tadı”lar redfi |
2. Benizleri sararmış2. Okuduğunuz şiir, efsanevi Türk hakanı Alp Er Tonga (Tunga)’nın ölümü üzerine duyulan üzüntüyü dile getirmektedir. Alp Er Tonga’nın ölümünü kabullenemeyen halk, ilk dörtlükte dünyayı kötü olarak nitelerken sonunda feleğin de ondan öcünü aldığını soru cümleleriyle vurguluyor. Şair kendi acısını, yüreğinin parça parça olduğunu dile getiren birinci dörtlüğün son dizesindeki “Emdi yürek yırtılur” söz kalıbıyla dile getiriyor. Şairin duygularını dile getirmek için kullandığı diğer ifade ve söz kalıplarını da siz bulunuz.
Yüzleri safran gibi kesilmiş
Erdem eti çürüdü
Dağlar başı aşınır
Geçmiş günleri arar
Yerlere atıp sürtülür gibi sözcüklerdir
3. Şiirin birinci dörtlüğünde “felek” öcünü alan birine
benzetilmiştir. Bu sanatın adını söyleyiniz. Şiirdeki diğer söz
sanatlarını da bularak bunların şiire katkısını açıklayınız.
3. Kişileştirme yapılmıştır. Diğer söz sanatları ise
“Alp Er Tunga Öldi mü” | istifham |
“emdi yürek yırtılır” | mübalağa |
“kürküm angar türtülür” | teşbih |
“sırkıp üni yurlayu” | teşbih |
“ulşıp eren börleyü” | teşbih |
“könglüm için örtedi” | mübalağa |
“tün kün keçip irtelür” | tezat |
“ödlek kamug köfredi” | teşhis |
“ajun anı yançıdı” | istiare |
4. Okuduğunuz şiirin temasını ve bu temayla ilgili düşüncelerinizi birkaç cümleyle aşağıya yazınız.
4. Teması ölümdür. Ölüm ile ilgili düşüncelerinizi izah etmek size kalmış…
5. “Alp Er Tonga Sagusu’nu söyleyenlerin, neler hissetmiş
olabileceğini ve bunları şiire nasıl yansıttıklarını açıklayınız. Sizin
bu şiiri okurken hissettiklerinizle şiiri söyleyen ozanın duygularını
karşılaştırarak şiiri yorumlayınız.
5. Cevabı size kalmış..
6. Okuduğunuz şiirin ilk dörtlüğü 2+2+3 duraklı 7′li hece
ölçüsüyle söylenmiştir. Dörtlüğün ilk üç dizesi, I sesinin tekrarı
(öl-/kal-/al-) nedeniyle yarım uyaklıdır. Uyaklara redifler (-di-mü/-dı
mu/-dı mu) eklenerek bu uyum desteklenmiştir. Son dize ise diğer
dörtlüklerin son dizeleriyle uyaklıdır. Ayrıca üçüncü dizede ö ve I
seslerinin tekrarıyla (ödlek öçin aldı mu) bir ahenk sağlanmıştır.
Şiirin diğer dörtlüklerindeki ahenk öğelerini de siz bulunuz.
6.
Kafiye: 1.Dörtlükte “l”ler yarım kafiye, 2. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 3. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 4. Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, 5. Dörtlükte “v”ler yarım kafiye, 6. Dörtlükte “n”ler yarım kafiyedir. 7. Dörtlükte kafiye yok 8 . Dörtlükte “r”ler yarım kafiye, |
Redif 1.Dörtlükte “di mü”ler redif, 2. Dörtlükte “gurup”lar redif, 3. Dörtlükte “leyü”ler redif, 4. Dörtlükte “tedi”ler redif, 5. Dörtlükte “redi”ler redif, 6. Dörtlükte “çıdı”lar redif. 7. Dörtlükte ”ok”lar redif 8. Dörtlükte “tadı”lar redif |
7. a. Eski Türklerin yaşayışı ve şiir okudukları törenler hakkında edindiğiniz bilgileri sunumla arkadaşlarınıza aktarınız.
a. Konunun başındaki hazırlık 2.soruda cevabı verilmiştir.
b. “Alp Er Tonga Sagusu”nun ikinci ve üçüncü dörtlüklerinde
nasıl bir görüntünün tasvir edildiğini açıklayınız. Üçüncü dörtlükte,
niçin erlerin kurtlar gibi uluduğu söylenmiş olabilir? Eski Türklerin
yaşayışı, inanışı, gelenek ve görenekleriyle ilgili edindiğiniz bilgiler
ve Türk destanlarından da yararlanarak o dönemde sürdürülen yaşamla
şiir arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
b. Güçlü ve adalet Alp Er Tunga’nın ölümü üzerine onu seven beyler
geleceklerine dair bir kaygı içerisine girer ve bundan sonraki yaşamları
hakkında tereddütleri vardır. Onun ölümü üzerine benizleri sararır,
kurtlar gibi ağlaşırlar ve yakalarını yırtarak feryat figan etmeye
başlarlar.
2. metin
KOŞUK
1. Okuduğunuz şiiri yapı yönünden inceleyiniz.
1. Nazım birimi: Dörtlük
Birim sayısı: 12 (Bir tanesi iki defa yazılmış dörtlüklerin)
Ölçü. Hece ölçüsü
Uyak Düzeni : Düz uyak
Kafiye Çeşidi: 1,2,3 . dörtlüklerde olduğu gibi genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
2. Okuduğunuz şiirde tasvir edilen manzarayı anlatınız. Şair, bu
tasviri yaparken nasıl bir duygu içerisinde olabilir? Bu duygularını
şiire hangi ifade kalıplarını kullanarak yansıtmıştır? Açıklayınız.
2. Baharın gelişiyle birlikte dağlardaki karların erimesi
neticesinde seller oluşmaya başlaması, bahar serinliğinin gelmesi, bahar
yağmurlarının gelmesi, baharın gelişiyle birlikte çiçeklerin rengarenk
olması, tabiatın tekrardan gülmesi anlatılmıştır. Göçebe olarak yaşayan
Türkler elbette ki baharın gelince bir sevinç içerisindedir ki bu sevinç
koşuğun şairine de yansımıştır.
İfade kalıplar: Türlü türlü çiçekler açıldı, inci mahfazası açıldı,
Her taraf misk kokmaya başladı, yerin altında yatmaktan sıkılmış
çiçekler açmaya başladı gibi ifade kalıpları kullanılmıştır.
3. Şiirdeki söz sanatlarını bulunuz. Bunların şiire katkısını açıklayınız.
3.
Kadka tükel osnayu | Benzetme |
Kerip tutar ak torın | Benzetme |
Kayguk bolup öğrüşür | Benzetme |
Yinçü kapı açıldı | Benzetme |
Üküş yatıp özeldiYirde kopa adrışur | Hüsnü Talil |
Bokuklanıp büküldü | Kinaye |
Yipgin yaşın yüzgeşipBir bir-gerü yüzgeşüp | Kişileştirme |
Sığır buka möngreşür | Kişileştirme |
Söz sanatlarının şiire estetik bir zevk katar, anlatılmak istenilen
duygu ve düşünceleri olduğu anlatmak diğer metinlerin işi olabilir ama
sanatsal metinlerdeki söz sanatları ve mecazları anlatılmak istenileni
daha etkili ve çarpıcı kılmak için yapılır. Koşukta anlatılanları temel
anlamlı cümlelerle anlatsak hava durumundan farkı kalmazdı.
4. Şiirin temasını ve bu temayla ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.
4. Tema: Baharın Gelişi
5. Destan Dönemine ait bahar tasviri yapılan bu şiirde şairin
yansıttığı duygular sizi nasıl etkiledi? Baharın gelişiyle
hissettikleriniz şairin duygularıyla benzerlik gösteriyor mu? Buna göre
şiiri yorumlayınız.
5. Cevabı size kalmış..
6. “Bozkır Türk ekonomisinin esasını, yüksek ovalar ve yaylalar
olan bozkır coğrafyasının iklim şartları icabı, çobanlık ve hayvan
besleyiciliği teşkil ediyordu. Yetiştirilen hayvanların başında
-yukarıdan beri Türk sosyal ve kültürel hayatında büyük ehemmiyetini
belirttiğimiz- at, daha sonra da koyun geliyordu.
Bozkırlı Türklerin başlıca gıda maddesi et idi. En çok at ve koyun eti yenirdi.”
Prof. Dr. İbrahim KAFESOĞLU
Yukarıda okuduğunuz paragraftan hareketle eski Türklerin
sürdürdüğü bozkır hayatıyla koşukta tasvir edilenler arasındaki ilişkiyi
tartışınız. Ulaştığınız sonucu aşağıdaki boş bırakılan yere yazınız.
6. Yukarıdaki paragrafa göre Türklerin geçim ve beslenme kaynağı at
ve koyun eti olduğu belirtilmiştir. Bu durum bu hayvanın beslenmesi ve
bakımı için en elverişli zaman bahar ve yaz aylarıdır. Koşuklarda bu
duygu ve düşünceleri ifade eden sevinçler göze çarpmaktadır.
7. Okuduğunuz şiirin ahenk öğelerini (ses akışı, ritim, söyleyiş, uyak vb.) bulunuz.
7. Nazım birimi: Dörtlük
Birim sayısı: 12 (Bir tanesi iki defa yazılmış dörtlüklerin)
Ölçü. Hece ölçüsü
Uyak Düzeni : Düz uyak
Kafiye Çeşidi: 1,2,3 . dörtlüklerde olduğu gibi genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
8. Kitabınızdaki “Alp Er Tonga Sagu”su ve “Koşuk”tan hareketle
Destan Dönemi şiirinin oluşmasını sağlayan zihniyetin özelliklerini
belirtiniz.
8. Her edebi eser içinde bulunduğu toplumunu zihniyeti yansıtır ve
bu iki eserde Türklerin o dönemdeki zihniyetinden izler taşır. Alp Er
Tonga Sagusu’nda savaşçı olan bir milletin kahramanının arkasında ağıt
yakması ve önemli olan ahlak ve erdem kavramlarının işlenmesi o dönemin
zihniyetidir.
Koşuk’ta ise göçebe ve çadırda yaşayan bir milletin kış ayında
çektiği sıkıntıları baharın gelmesiyle birlikte nasıl sevince bıraktığı
göstermektedir. Türkler Nevruz’da Baharın gelişini şölenler yaparak
kutlarlarmış ki bu da eserlerin yansımıştır.
YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. a. Günümüzde söylenen ağıt türündeki bir türkünün sözlerini arkadaşlarınıza okuyunuz.
a.
b. Uygurlara ait aşağıdaki ağıtı okuyunuz.
Sözlerini dinlediğiniz ağıt ile Uygurlara ait şiiri farklı yüzyıllarda
söylenmiş olsalar da duyguların dile getirilmesi yönüyle
karşılaştırınız. Benzer yönlerini yazınız.
Günümüz Türkçesiyle
Aklar bulıt örlep kükirep Ak bulutlar yükselip gürleyerek,
Alkuka mu kar yagurur Her tarafa kar mı yağdırır;
Ak bir saçlıg karı anam Ak saçlı o ihtiyar anam
Açıyu mu yaşların akıdur Acılar içinde mi gözyaşlarını akıtır.
Karalar bulıt örlep kükrep Kara bulutlar yükselip gürleyerek
Kar mu yağmur ol yoğurur Kar mı yağmur mu yağdırıyor?
Karı yağlığ ol (bir) anam (Yoksa) o ihtiyar, yaşlı anam
Kayguda mu yaş akıtır Kederden mi gözyaşı döküyor?
b. Her iki dönemdeki metinlerin temaları aynı fakat söyleyiş
özelikleri de aynı olduğu göze çarpmaktadır. Özellikle yapılan
benzetmeler birbirine çok benzemektedir. Toplumların tarihleri ve
yurtları farklı, zamanları farklı olsa da toplumlar aynı duygu
karşısında aynı sözleri ve benzetmeleri kullanabilmekteler.
2. Eski Türklerde ölen bir kişinin ardından yapılan matem törenlerinin izleri, günümüzde de görülüyor mu? Açıklayınız.
2. Eski dönemde olduğu gibi belli bir düzen içinde yapılmasa da ölen
kişilerin yakınları çeşitli ağıtlar yakarak çeşitli ritüeller ortaya
bazı özelliklerini devam ettirmektedirler. Ama aynı şekilde kesinlikle
devam etmiyor.
3.
I. Bahar gelir, bulanırsın, coşarsın, | II. Etil suvı akaturur |
Dalga vurur, kenarlara taşarsın. | Kaya tübi kakaturur |
Dünya kurulalı böyle yaşarsın, | Balık telim baka turur |
Tükenmez ömrün var bol, Kızılırmak. | Kölüng takı küşerür |
Âşık Veysel
| |
Günümüz Türkçesiyle | |
İtil suyu akadurur | |
Kaya dibi kakadurur | |
Balık cümle bakadurur | |
Taşar durgun göller bile |
Yukarıda okuduğunuz ilk dörtlük, saz
şairlerimizden Âşık Veysel’in “Kızılırmak” adlı şiirinden alınmıştır.
İkinci dörtlük ise Destan Döneminde söylenmiş İtil Irmağı’nı tasvir eden
bir şiirden alınmıştır. Belli bir doğa parçasını anlatan bu iki şiiri,
şekil ve ahenk unsurları yönünden karşılaştırarak sonuçları boş
bırakılan yerlere yazınız.
I. Şiir (Kızılırmak) | II. Şiir |
Şekil | Şekil |
Nazım Birimi: DörtlükÖlçüsü: Hece ölçüsü Uyak Düzeni: Düz uyak Kafiye: “-ş” yarım kafiye Redif: “-arsın” redif | Nazım Birimi: DörtlükÖlçüsü: Hece ölçüsü Uyak Düzeni: Düz uyak Kafiye: “-k” yarım kafiye Redif: “-aturur” redif |
Ahenk Unsurları | Ahenk Unsurları |
Söz sanatları vardır.Halk söyleyişi hakimdir | Söz sanatları vardır.Halk söyleyişi hakimdir |
4. Eski Türklerde ozanların, dinî ve din dışı törenlerde müzik
ve dans eşliğinde şiirler söylemeleriyle günümüz saz şairlerinin
şiirlerini saz eşliğinde söylemeleri arasındaki ilişkiyi tartışınız.
Sonucu kısaca belirtiniz.
4. Eski Türklerdeki ozanlar dini ve din dışı törenlerde şiirler
söylerlerken İslamiyet etkisiyle bu kişiler bazı özelliklerini bırakıp
“Ozan, aşık ” adı altında sadece belirli meclis ve ortamlar şiirler
söyleyip saz çalan kişiler konumuna gelmişleridir. Eski Türklerde bu
kişilerin din adamı özelliği varken İslamiyet’ten sonra yerini sadece
sanatı icra eden özelliğe bırakmıştır.
Aslında bu ikisi birbirinin devamı niteliğindedir.
5. a. Eski Türklerde “kam, ozan, baksı, şaman” adlarının kimlere
verildiğini ve bunların görevlerini arkadaşlarınıza aktardıktan sonra
aşağıdaki şemayı doldurunuz.
a.
kam, | Din adamlığı yapar, doktorluk yapar, büyücülük yapar, insanları eğlendirir. | Büyücü (KAM) |
ozan, | Hekimlik(BAKSI) | |
baksı, | Eğlendirir (OZAN) | |
şaman | Din Adamı(ŞAMAN) |
b. Sizce, günümüz saz şairleri, eski Türklerdeki saz şairleriyle
karşılaştırıldığında hangi görevi yerine getiriyorlar? Belirtiniz.
b. Günümüzde saz şairleri sadece doğaçlama şiir söyleyip saz
çalabiliyorlar. Atışarak geleneği devam ettiriyorlar ama doktorluk,
büyücülük ve din adamlığı yapamıyorlar.
6. Konya’da “Âşıklar Bayramı” adıyla her yıl yapılan
kutlamaların kültürümüzün korunması açısından önemi nedir?
Düşüncelerinizi aşağıya yazınız.
6. Bu gelenek modern hayatla birlikte yok olmaya başlamışsa bazı
yöreler yapılan çalışmalar halen aşıklık kavramının devamını sağlaması
açısından önemlidir. Eskiden saz şairleri sadece bu işle meşgul olurken
günümüzde bu saz şairlerinin başka işlerle meşgul olmakla birlikte boş
zamanlarında aşıklık yapmaktadır ki bu da üzücü bir durumdur.
DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki yargılardan hangisi İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı nazmının özelliklerinden değildir?
A. Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır.
B. Şiir dizeleri birbirleriyle uyaklı düzenlemiştir.
C. Şiirler genellikle “din” ile iç içedir.
D. Konular, yaşanılan hayattan bire bir alınmıştır.
E. “Sagu’lar “sığır” törenlerinden önce söylenirdi.
CEVAP: C
2. Destan Döneminde dörtlüklerle söylenen, aşk ve doğa güzelliklerini işleyen şiirlere…………. denir.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A. Koçaklama
B. Koşuk
C. Koşma
D. Sagu
E. Tardiye
CEVAP: B
3. Aşağıdaki cümlelerin başına yargı doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
( D ) Destan Dönemi şiirlerinde (sagu, koşuk) ahenk;
ses akışı, söyleyiş, ritim ve her türlü ses benzerliğiyle (uyak, redif)
sağlanmıştır.
( D ) Destan Dönemi şiirlerde söz sanatlarından yararlanılmıştır.
( D ) Destan Döneminde sürdürülen hayat (yaşayış,
inanış, gelenek ve görenekler vb.) sözlü edebiyat ürünlerinden olan
şiirlere de yansımıştır.
( D ) Sagular, lirik şiir örneğidir.
4. Aşağıdaki kelimelerden birbiriyle ilgili olanları eşleştiriniz.
Kam Dans
Koşuk Doğa güzelliklerini tasvir eden şiir
Ağıt Sagu
2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Fırat Yayınları Tüm Cevapları Sayfa 44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54
2012-2013 10.Sınıf Edebiyat Fırat Yayınları Tüm Cevapları Sayfa 44-45-46-47-48-49-50-51-52-53-54
b. Olay Çevresinde Oluşan Metinler (Destan)
HAZIRLIK
1. Sınıfta dörder kişilik iki grup oluşturarak grup
sözcülerinizi belirleyiniz. Daha sonra aşağıdaki eserlerden birini
seçiniz. Belirlediğiniz eseri olay örgüsü, kişi, tema ve anlatım
yönünden inceleyiniz. İncelediğiniz eserle ilgili tespitlerinizi grup
sözcünüz aracılığıyla arkadaşlarınıza aktarınız. İki eseri, inceleme
sonuçlarınıza göre karşılaştırınız. Sonuçları tahtada sıralayınız.
I. grup : “Devlet Ana” romanı,
II. grup : Günümüz Türk edebiyatından seçeceğiniz bir olay öyküsü (Cevapları aşağıdadır.)
2. Hun Türkleri hakkında bilgi edininiz.
2. Hunlar veya Hun Türkleri, Kavimler Göçü ile Roma İmparatorluğu’nu istila etmesiyle bilinen göçebe kavimler topluluğuna verilen ortak addır. Hunlar; Oguzlar, Tunguzlar, Moğollar ve İrani kavimlerle birlikte Türk boylarından toplulukları da içeren birçok Asyatik etnik gruptan meydana gelmiştir. Attila önderliğinde Avrupa Hun İmparatorluğu’nu kurmuşlardır. Büyük Hun İmparatorluğu’nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.
3. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Üç Şehitler Destanı”nı bulunuz. Şairin, şiire niçin bu adı vermiş olabileceğini söyleyiniz.
3. Kurtuluş Savaşı yıllarını anlattığı için epik tarzda yazılmış bir destandır.
4. Yapma ve doğal destan kavramlarını araştırınız.
4. Tarih öncesi devirlerde sözlü olarak oluşmuş, daha sonra kaleme
alınarak günümüze ulaştırılmış, söyleyeni belli olmayan destanlardır.
Doğal destanlara benzeyen: ancak oluşumlarında halkın katkısı
bulunmayan, yakın dönem-deki bir kahramanlık olayından yola çıkılarak
belli bir kişi tarafından oluşturulan destanlardır. Kısacası söyleyeni
belli olan destanlardır.
5. İslamiyet öncesi ve sonrası Türk destanlarını araştırınız.
5. I- İslamiyet Öncesi Türk Destanları:
1- Saka-İskit Destanları:
Alp Er Tunga destanı: Türk-İran savaşlarını ve Alp Er Tunga’nın
yiğitliklerini anlatır. Alp Er Tunga, İran destanı “Şehname” de
Efrasiyab olarak geçmektedir.
Şu Destanı: Makedonyalı Büyük İskender ile Türkler arasında geçen savaşları ve hükümdar Şu’nun yiğitlikleri anlatılır.
2- Hun-Oğuz Destanları:
Oğuz Kağan Destanı: Hun hükümdarı Mete Han’ın hayatı, yiğitlikleri,
ülkesini genişletip oğulları arasında nasıl bölüştürdüğü anlatılır.
Atilla Destanı: Batı Hun Devleti hüküm-darı Atilla’nın yaşamını anlatır.
3- Altay Türkleri Destanları:
Yaratılış Destanı: Türk kavramı etrafında oluşan bir destan
değildir. Destan, inanışa göre Tanrı Kayra Hanın kişiyi (insanoğlu)
yaratmasıyla ilgilidir. Destanın en önemli özelliği Türklerin sosyal,
coğrafi, uzay (kozmogoni) ve dini inanış-ları yönünden düşünce
tarzlarını yansıtmasıdır. 19. yüzyılda derlenmiştir. Semavi dinlerden
etkilendiği düşünülmektedir.
4- Siyenpi Hanedanı Destanı
Siyenpi Destanı: Hun devletinin yerini alan Siyenpi Hanedanlığının kaynağına dair önemli bilgiler içerir.
5- Göktürk Destanları:
Bozkurt Destanı: Yok edilmek istenen Göktürklerin bir dişi kurttan yeniden türeyişleri anlatılır.
Ergenekon Destanı: Bir yenilgi sonunda Türklerin Ergenekon adlı bir
yerde yeni-den çoğalarak yurtlarına geri dönmeleri ve büyük bir devlet
kurmaları anlatılır.
6- Uygur Destanları:
Türeyiş Destanı: Türklerin “Dokuz Oğuz ve On Uygur” boyları biçiminde var oluşunu anlatan destandır.
Göç Destanı: Uygurların yurtlarından göç etmek zorunda kalışlarını anlatan destandır.
II- İslamiyet Sonrası Türk Destanları:
Manas Destanı: Kırgız Türklerine aittir. Dünyanın en uzun destanıdır.
Saltuk Buğra Han Destanı: Hükümdar Saltuk Buğra Han’ın efsanevi bir şekilde anlatıldığı destandır. Karahanlılara aittir.
Battal Gazi Destanı: Battal Gazi adlı kahramanın İslamiyet’i yayış mücadelesi anlatılır.
Köroğlu Destanı, Timur Destanı, Cengiz Han Destanı, Danişment Gazi
Destanı, Sarı Saltuk Destanı… gibi destanlarımız da mevcuttur.
6. Ömer Seyfettin’in “Pembe İncili Kaftan” adlı hikâyesini okuyunuz.
6.
7. Yukarıdaki resimlerde gördüğünüz kahramanların özelliklerini
belirtiniz. Kahramanlara ait özelliklerin gerçeklilikle ilgisini
tartışınız. Sonuçları sıralayınız.
7. Resimde karakterlerden bir canavarla savaşmakta diğeri de örümcek
gibi sarmaşıklar atarak uçabilmekte. Bunların gerçekle ilgisi yoktur.
8. Günlük olayların, olağanüstü özelliklerle anlatılması sizi nasıl etkiler?
8. Aşırı olağanüstü özellikler katılması inandırıcılığı etkilese de
günlük hayatta her insan bazı olayları biraz abartarak verebilir ama bu
durum inandırıcılığa gölge düşürmez.
İNCELEME
1. metin
OĞUZ KAĞAN DESTANI
1. a. Hun Türkleri hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
1.a. Hunlar veya Hun Türkleri, Kavimler Göçü ile Roma İmparatorluğu’nu istila etmesiyle bilinen göçebe kavimler topluluğuna verilen ortak addır. Hunlar; Ogurlar, Tunguzlar, Moğollar ve İrani kavimlerle birlikte Türk boylarından toplulukları da içeren birçok Asyatik etnik gruptan meydana gelmiştir. Attila önderliğinde Avrupa Hun İmparatorluğu’nu kurmuşlardır. Büyük Hun İmparatorluğu’nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.
Başka bir bilgi :
Çin kaynaklarında “Hiung-nu” olarak anılan Hunlar, tarihte adı geçen ilk Türk boyudur. MÖ 8. yüzyılda ortaya çıktılar; MÖ 200′lü yıllarda Teoman Yabgu’nun önderliğinde bir devlet kurdular. Teoman Yabgu’nun oğlu Mete döneminde, Hun Devleti’nin sınırları Japon Denizi’nden Hazar Denizi’ne kadar genişledi.
Hunlar sadece askerlik alanındaki başarılarıyla değil, devlet yönetimindeki yetkinlikleriyle de kendilerinden söz ettirmişlerdir. Nitekim başta Mete olmak üzere bazı Hun hükümdarlarının üstün nitelikleri, Çinliler tarafından bile kabul edilmiştir.
Bu dönem, aynı zamanda, at sırtında göçlerin tarihte ilk defa belirdiği zamandır. Batıya yönelen Hunlar, olağanüstü hazırlık düzeylerinin yanı sıra şaşırtıcı hareket yetenekleriyle zaman içinde kendileriyle aynı atçılık disiplinine sahip olan Germenler ve yüksek bir kültür düzeyindeki Romalılar üzerinde üstünlük kurmuşlardır.
Attila’nın MS 434′de hükümdar olmasıyla Hun Devleti’nin altın çağı başlamıştır. Bu dönem, Hun Devleti’nin Avrupa ve Asya’nın en güçlü devleti olduğu çağdır. Ne yazık ki Attila’nın ölümünden kısa bir süre sonra Hunlar dağılmışlardır
b. Okuduğunuz destanda anlatılanların, Hun Türkleriyle ilgili
edindiğiniz bilgilerden de yararlanarak gerçeklikle ilgisini tartışınız.
Sonuçları belirledikten sonra destanların nasıl oluştuğunu söyleyiniz.
b. Destanda Oğuz Kağan diye anlatılan Hunların ünlü kahramanı
Mete Han’dır. Bu destan Mete’nin ölümünde sonra onun yaptığı
kahramanlıkları ve savaşları ele alan bir destandır. Destanlar,
oluşurken öncelikle toplumu derinden etkileyen bir olayın meydana
gelmesidir ki bu Mete Han’ın ölümü üzerine yazılmış olmasıdır.
2. a. Ömer Seyfettin’in “Pembe İncili Kaftan” adlı hikâyesinin özetini anlatınız.
2.a. Osmanlı devletinin başında bu dönemde Şah İsmail adında bir bela vardır. Vezirler bu deli adama elçi göndermek için toplanmışlardı. Gönderilecek elçi cesur, ölümden korkmayan, devletin şanına yakışacak bir kişi olmalıydı. Sarayda, Enderun’da, divanda böyle bir kişi yoktur. Vezirlerden biri Muhsin Çelebi’nin adını ortaya atar. Bunun üzerine sadrazam Muhsin Çelebinin çağrılmasını ister. Peki kimdi bu Muhsin Çelebi.
Muhsin Çelebi; cesur, doğruluktan ayrılmayan, ölümden korkmayan, akıllı bilgili, Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyen, hali vakti yerinde, garibi, zayıfı gözeten bir baba yiğittir. Muhsin Çelebi sadrazamın emri üzerine huzura gelir. Sadrazam ondan el etek öpmesini beklerken o eğilmez. Sadrazam onun bu hareketine kızmasına karşın ona elçilik teklifinde bulunur. Muhsin Çelebi bu görevi devleti için kabul eder. Elbette ki bu büyük devletin elçisi;atları, hademeleri ve giysileriyle ihtişamlı olmalıydı. Muhsin Çelebi bu giderleri, sadrazamın ısrarına karşın, kendisinin karşılayacağını söyler. Çünkü o fedakarlığın karşılıksız olacağına inanıyordu. Giderler için bütün varlığını rehin vererek tüccarlardan on bin altın alır. Bu parayla ihtiyaçları karşılar. Bir de Sırmakeş Toroğlu’ndaki: Kumaşı Hint’ten incileri Venedik’ten gelme Şah İsmail’in hayatında göremeyeceği pembe incili kaftanı sekiz bin altına alır. Bu kaftanı padişaha hediye etmek için herkes sıraya girmektedir. Muhsin Çelebi hazırlıklarını tamamlar. Karısını iki çocuğunu akrabalarına bırakarak yola koyulur. Muhsin Çelebi Tebriz’e vardığında halk ve şah onu şaşkınlıkla karşılar. O her zamanki gibi başı dik göğsü ilerde Şah İsmail’in huzuruna varır. Padişahın mektubunu öperek Şaha uzatır. Ayağı öpülmeyen Şah sapsarı kesilir. Muhsin Çelebi sağına soluna bakar ve oturacak bir şeyin olmadığını görür. Bunun ayakta beklemeye mecbur bırakmak için yapılmış bir davranış düşünerek o göz kamaştıran kaftanını tahtın önüne serer ve üzerine oturur. Şah, vezirleri komutanları aptallaşmıştır. Muhsin Çelebi gür sesiyle: Padişahının hiçbir ecnebi padişah karşısında eğilmeyeceğini ve dünyada Türk Padişahı kadar asil bir padişahın olmadığını söyleyerek huzurdan izin istemeden ayrılır. Kapıdan çıkarken Şah’ın askeri kaftanı arkasından getirir. Muhsin Çelebi sesini yükselterek ‘bir Türk asla yere serdiği şeyi sırtına koymaz.’ diyerek oradan ayrılır.
Muhsin Çelebi sağ salim ülkesine döner. Herkes pembe incili kaftana ne olduğunu merak eder. Fakat o bu yaptığını anlatacak kadar küçük bir insan değildir. Muhsin Çelebi elçilikten kalan malzemelerini satarak küçük bir bahçe alır. Üsküdar pazarında sebze meyve satarak geçimini sağlamaya başlar. Düştüğü bu acı durum karşısında o hiçbir zaman yaptığı fedakarlıkla övünmemiştir.
b. Daha önce okuduğunuz “Devlet Ana” romanını, Ömer Seyfettin’in
“Pembe İncili Kaftan” adlı hikâyesini ve “Oğuz Kağan Destanf’nı olay
örgüsü, kişi, tema, dil ve anlatım bakımlarından karşılaştırınız.
Vardığınız sonuçları aşağıya yazınız.
Oğuz Kağan | Devlet Ana | Pembe İncili Kaftan | |
Olay Örgüsü | Hun Türklerinin kahramanı Mete Han’ın doğumundan ölümüne kadar geçen süreçte yapmış olduğu kahramanlıklar | Osmanlı İmparatorluğu’nun aşiret halindeki dönemine inilir. Osmanlı insan tipi, yaşam tarzı, adaletleri gelenek ve göreneklerini konu edinerek bir aşiretten devlet olma mertebesine nasıl yükseldiğini destansı bir ifadeyle anlatılır. | Osmanlı Döneminde Şah İsmail’e elçi olarak gönderilen Muhsin Çelebi’nin yaptıklarını anlatılır. |
Tema | Kahramanlık | Kahramanlık | Kahramanlık-Fedakarlık |
Kişiler | Oğuz Kağan | Ertuğrul Gazi, Osman Bey ve Orhan Bey | Muhsin Çelebi |
Anlatım | Epik | Epik | Epik |
Ulaştığınız sonuçtan yararlanarak destanların kurmaca olup olmadığını nedenleriyle açıklayınız.
Destanlar içerik olarak gerçek hayattan alabilir ama destanda
anlatılanlar zaman içerisinde olağanüstü özelliklere bürünerek tamamen
hayal mahsulü gibi görünebilir. Oysa ki Mete Han, yaşamıştır ve yapmış
olduğu kahramanlıklar vardır ama anlatım tarzının aşırı olağanüstü
olması bize onun kurmaca olduğunu düşündürebilir.
3. “Oğuz Kağan Destanı’nın olay örgüsünü veren aşağıdaki
ifadeleri okuyunuz. Bu açıklamalara verilen numaraları uygun sıralamayla
şema üzere yazınız. Daha sonra olay örgüsünün özelliklerini ve destanda
olay örgüsüne kaynak olabilecek olayın zamanını belirleyiniz.
1. Oğuz Kağan’ın göğün kızıyla evlenmesi.
2. “Kalaç” Türk boylarının türeyişi.
3. Oğuz Kağan’ın güneye yaptığı akınlar.
4. Oğuz Kağan’ın olağanüstü özelliklerle doğuşu.
5. Oğuz Kağan’ın batıda İdil Boyuna akınları.
6. Oğuz Kağan’ın gençliği.
7. “Karluk” Türk boylarının türeyişi.
8. Oğuz Kağan’ın altı oğluna hanlık vermesi.
9. Oğuz’un Türklerin “Büyük Kağanı” olması.
10. Oğuz Kağan’ın büyük bir şölen vermesi ve ülkeyi oğulları arasında paylaştırması.
11. Oğuz Kağan’ın Kıpçak akını.
12. Oğuz Kağan’ın yerin kızıyla evlenmesi.
13. Çürçed Akını ve “Kanglı” Türk boylarının türeyişi.
4 | 6 | 1 | 12 | 9 | 5 | 11 | 7 | 2 | 13 | 3 | 8 | 10 |
Zaman kavramı net olarak işlenmemiştir. Özellikler “Günlerden
bir gün.. diye destana başlanması zamanın ne zaman olduğunun belli
olmadığını gösterir.
4. Okuduğunuz destanda zamanı ve mekânı anlatan sözcükleri
belirleyip zaman ve mekân anlatımının nasıl yapıldığını tabloya yazınız.
Ayrıca destanda mekânın nasıl bir işlevi olduğunu açıklayınız.
Destanda zamanı anlatan sözcükler | Destanda zamanın anlatımı |
Yine günlerden bir gün Bu çağda! Bu yerde Ava gitmişti bir gün Nihayet durdu bir gün nice günlerden sonra | Destanın zaman kavramı ele alınmış fakat belirli ve net bir zaman değildir, tıpkı masal ve efsanelerde olduğu gibi belirgin olmayan bir zaman kavramı kullanılmıştır. |
Destanda mekânı anlatan sözcükler | Destanda mekânın anlatımı |
Büyük bir orman vardı, Oğuz yurdundan içre, Emri verdi Oğuz Kağan, kendinin iç iline, Bir nehir vardı burada , İdil-Müren adında, Kara Dağ sırtlarında | Mekanlarda bugün itibariyle çok net bilebildiğimiz yerler değildir. Belki destanın oluştuğu zamanda bu yerler bilinse buralar zaman içerisinde isimleri başkalaştığı için anlatılan mekanları tam olarak bilemiyoruz. |
5. Maske (The Mask) çizgi filminin asıl kahramanı; kötü güçler
tarafından tehdit edilenleri, zor durumda kalanları, maskesini takarak
edindiği olağanüstü güçleriyle korumaktadır. Asıl kahraman, insanlığı
tehdit eden teknolojik bir zekâyı, dünyayı yerle bir edecek pek çok gücü
durdurabilecek olağanüstü özelliklere sahiptir. Bu kahraman, insanları
korktuğu olaylardan korumak için vardır. Çizgi filmin olay örgüsü, bu
kahramanın günlük yaşamındaki bu tür faaliyetlerinden oluşmaktadır.
Maske çizgi filmindeki kahramanla, okuduğunuz destandaki Oğuz Kağan’ı
özellikleri yönünden karşılaştırınız. Destandaki kişilerin olay
örgüsündeki rollerini ve özelliklerini belirleyiniz.
5. Mask ve Oğuz Kağan’da anlatılan kahramanların her ikisi de iyilik
için mücadele eden kişilerdir. Her ikisi de doğa üstü güçleri
kullanarak bir şeyler yapmışlar ve insanlara faydalı olmuşlardır.
6. “Oğuz Kağan Destanı’ndaki mekân, zaman, olay örgüsü ve
kişilerde bulunan olağanüstü öğeleri belirleyiniz. Bu öğeleri
belirledikten sonra destanda anlatılanların yaşanmasının mümkün olup
olamayacağı konusunda düşüncelerinizi söyleyiniz.
6. İlk sütü emip bir daha emmemesi,
kısa sürede konuşmaya başlaması,
evlilikleri (eşlerinin ortaya çıkışı ) ,
bir boz kurdun yol göstermesi,
vezirin rüyasında gördüğü ok ve yayın çocukları tarafından bulunması…
Bu tarz olayların günlük hayatta yaşanması mümkün değil ama
destanlar sözlü kültürde oluştuğu ve nesilden nesile aktarıldığı için
zaman içerisinde abartılarak değişerek bu konuma gelmiştir.
7. Okuduğunuz destanı meydana getiren birimlerin ortak paydasını
(temayı) bulunuz. Daha sonra üçer kişilik dört gruba ayrılarak destanın
temasının tarihle, insanlıkla, mitolojik öğelerle ve hayatla olan
bağlantısını belirleyiniz. Tespitlerinizi grup sözcünüz aracılığıyla
arkadaşlarınıza aktarınız. Sonuçları maddeleyiniz.
7. Tema : Kahramanlık
Tarih: Oğuzların ünlü komutan Mete’dir. Mete Han’ın hayatı anlatılır.
İnsanlık: Oğuz Kağan’ın halkla olan ilişkileri…
Mitoloji: Ağaç, ışık, kurt, rüya ,ok yay gibi mitolojik unsurlar verilmiştir.
Hayat: Demircilik, av, madencilik, savaş aletleri, yönetim şekli, kurultay gibi hayatın içindeki unsurlar vardır.
8. Sınıftan iki arkadaşınızı seçiniz. Arkadaşlarınızın birinden
yaşadığı bir olayı anlatmasını isteyiniz. Diğer arkadaşınıza ise
anlatılanları yazılı olarak ifade etmesini söyleyiniz. Arkadaşınızdan,
hazırladığı yazıyı okumasını isteyiniz. Okunan metni dinledikten sonra
sınıfça, metinde anlatılanları size aktaranın özelliklerini
belirleyiniz. Yazıyı hazırlayan arkadaşınız, duyduklarını aktarırken
kendi bakış açısını da yansıtmış mıdır? Nasıl? Buradan hareketle;
a. Oğuz Kağan Destanı’nın anlatıcısının özelliklerini ve bakış açısını,
a. Oğuz Kağan Destanı ozan dediğimiz bir anlatıcı tarafından anlatılmıştır. İlahi bakış açısı ile anlatılmıştır
b. Henüz zümreleşmenin gerçekleşmediği o dönemde destanların nasıl bir halk kitlesine anlatıldığını belirtiniz.
b. Her şeyin beraber yapıldığı, ortak kültür değerleri olan bir topluma anlatılmıştır. Nasihat olsun diye anlatılmıştır.
9. “Oğuz Kağan Destanından alınan aşağıdaki orijinal metni ve
günümüz Türkçesiyle verilmiş hâlini okuyunuz. İki metni ses değişmeleri,
ses düşmeleri, kelime benzerlikleri ve cümle yapısı yönünden
karşılaştırınız. Destan diliyle günümüz dilinin benzer ve farklı
yönlerini belirleyiniz.
9. Günümüz Türkçesiyle
Men sizlerge boldım kağan, (Sizlerin başınıza, ben oldum artık kağan,
Alalım yay takı kalkan Elimizden düşmesin, ne yayımız ne kalkan!
Tamga bizge bolsın buyan, Damgamız olsun bize yol gösteren bir buyan
Kök Böri bolsıngıl uran, Alpler (Mavi Kurt) olsun savaşta, Bozkurt gibi uluyan!
Temür odalar bol orman, Demir kargılar ile olsun ilimiz orman!
Takı taluy takı muran, Yurdumuz ırmaklarla denizler ile dolsun
Kün tuğ bolsın kök kurıkan! Gökteki güneş yurdumuzun bayrağı, gök çadır olsun!)
Oğuz Kağan Destanı, orijinal haliyle hiçbir katkı olmadan sade bir
Türkçe ile yazılmıştır. Bazı sözcüklerde değişiklikler görülse de
bunları anlamakta sıkıntı çekmemekteyiz.
Men>ben
boldım>oldum
Tamga >damga
bizge>bize
temür>demir gibi..
10. a. “Oğuz Kağan Destanından
alınan aşağıdaki orijinal metni okuyunuz. Bu bölümü ahenk öğeleri
yönünden inceleyiniz. Tespitlerinizi aşağıdaki boş bırakılan yere
yazınız.
Ses tekrarları | an sesi sürekli tekrarlanmış. |
Ses benzerlikleri | Ses benzerlikleri de çokça kullanılmıştır. |
Hece sayısı | 8’li hece ile yazılmıştır. |
b. Destandaki mitolojik öğeleri
ve hayatla mücadeleyi temsil eden sözcükleri bulup noktalı yerlere
yazınız. Bütün bunlardan hareketle destan dilinin oluşmasında mitolojik
öğelerin, hayatla mücadelenin ve musikinin etkisini açıklayınız.
b. Mitoloji: Ağaç, ışık, kurt, rüya ,ok yay gibi mitolojik unsurlar verilmiştir.
Hayat: Demircilik, av, madencilik, savaş aletleri, yönetim şekli, kurultay gibi hayatın içindeki unsurlar vardır.
Koyu lacivert gökte ışıklı bir iz bırakarak bir
yıldız aktı. Kerimcan, bunu ne zaman görse ürperiyordu. Uğursuzdu
yıldız akması. Çünkü bugün yarın, uzak yakın biri öldü, ölecek demekti.
“Sakın Akçakoca emmi… Tanrı esirgesin…”
c. “Devlet Ana” romanından
alınan yukarıdaki bölümü okuyunuz. Okuduğunuz bu bölümü ve “Oğuz Kağan
Destanından alınan bölümün anlatımını (cümle yapıları, tasvirler vb.)
karşılaştırınız. Sonuçları sıralayınız. Sonuçlardan hareketle “Destanda
edebî dil oluşmaya başlamıştır.” diyebilir miyiz? Düşüncelerinizi
açıklayınız.
c. Yukarıdaki Devlet Ana romanının dili ile Oğuz Kağan Destanı’nın
dili aynı yapıya sahiptir. Burdan hareketle destandaki edebi dilin
varlığın söz edebiliriz. Edebi bir destanlarda oluşmaya başlamıştır.
Özellikle masalsı bir anlatım göze çarpmaktadır.
11. a. Hunlarla ilgili edindiğiniz
tarihî bilgilerden de yararlanarak “Oğuz Kağan Destanı’nı, toplumda iş
bölümünün gerçekleşmediği; hayalin, akılla ilgili davranışlarda hâkim
olduğu o dönemin tarihî, siyasi ve kültürel yapısı yönünden inceleyiniz.
Tarihsel olay (Hun Devleti’nin kuruluşu) ve kişilerin (Oğuz Kağan)
hayal unsurlarıyla nasıl zenginleştirildiğini açıklayınız.
a. Oğuz Kağan tarihsel bir karakterdir. Kendi toplumunda yaşamıştır
ve kahramanlıklarıyla hayatını noktalamıştır ama insanlar onun
yaptıklarında çok etkilenmiş ve hayatı ile ilgili hayal unsurlarını
çalıştırmaya başlamışlardır ki doğumundan itibaren bu işlevi yerine
getirmişlerdir. Aslında onlar da Oğuz Kağan, çiğ et yemek istemesi
olayının gerçekle ilgisi olmadığı bilmekte fakat işin içine hayali
unsurlar katılınca zaman içerisinde akıl yerini hayale bırakmaktadır.
b. Bu bilgileri arkadaşlarınıza aktarınız.
b.
12. a. “Oğuz Kağan Destanı’yla kitabınızda daha
önce okuduğunuz “Ergenekon ve Göç Destanı’nı tema ve kişiler yönünden
karşılaştırarak benzerlik ve farklılıkları tabloya yazınız.
Ölçütler | Oğuz Kağan Destanı | Ergenekon Destanı | Göç Destanı |
Tema | Kahramanlık | İntikam almak | Türklerin göç edişi |
Kişiler | Oğuz Kağan | İl Han’ın küçük oğlu Kayan ile kardeşinin oğlu Nüküz ve eşleri | Sungur Tekin,Kutur Tiğin, Türek Tekin, Us Tekin, Buğu Tekin |
Benzerlikler | Olağanüstü özellikler, Anonim, Doğal Destan olması | ||
Farklılıklar | Konu ve tema bakımından farklılıklar vardır. |
b. Finlilere ait “Kalevala Destanından alınan aşağıdaki bölümü okuyunuz.
KALEVALA
Türk destanlarıyla “Kalevala Destanı”nı tema ve kişiler yönünden karşılaştırınız. Sonuçları defterinize yazınız.
Her ikisi de milleti için kahramanlık yapan kişilerdir.
13. a. Doğal ve yapma destan kavramlarıyla ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
a. Tarih öncesi devirlerde sözlü olarak oluşmuş, daha sonra kaleme
alınarak günümüze ulaştırılmış, söyleyeni belli olmayan destanlardır.
Doğal destanlara benzeyen: ancak oluşumlarında halkın katkısı
bulunmayan, yakın dönem-deki bir kahramanlık olayından yola çıkılarak
belli bir kişi tarafından oluşturulan destanlardır. Kısacası söyleyeni
belli olan destanlardır.
b. Daha önce hazırladığınız Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Üç
Şehitler Destanı’nı, “Oğuz Kağan Destanı’yla karşılaştırınız. Benzer ve
farklı yönlerini sıralayınız. Daha sonra bu iki eserden hangisinin
doğal, hangisinin yapma destan olduğunu belirtiniz.
b. Her iki destanın üslup yönünden aynı olsa da Oğuz Destanı halkın
ortak duygu ve düşüncesinde yola çıkarak oluşmuştur. Fakat Üç Şehitler
Destanı, bir şair tarafından ele alınmıştır. Bir diğer farklılık Oğuz
Kağan Destanı yazılmaya başlandığında yani söylenemeye başlandığında
halk Oğuz Kağan’ın kahramanlıklarını görüp yaşamaktalarken diğerinde
tarihten okuyarak tarih kitaplarından elde ettiği bilgilerle bunu
yazmıştır. Bir diğer ortak nokta ise her ikisinde de olağanüstü
özellikler vardır.
14. İslamiyet öncesi ve sonrası Türk destanlarıyla ilgili yaptığınız araştırma sonuçlarına göre aşağıdaki şemayı doldurunuz.
Doğal Türk Destanları
| ||
İslamiyet Öncesi Türk Destanı 1- Saka-İskit Destanları: Alp Er Tunga Destanı Şu Destanı 2- Hun-Oğuz Destanları: Oğuz Kağan Destanı: Atilla Destanı 3- Altay Türkleri Destanları: Yaratılış Destanı 4- Siyenpi Hanedanı Destanı Siyenpi Destanı 5- Göktürk Destanları: Bozkurt Destanı 6- Uygur Destanları: Türeyiş Destanı Göç Destanı | İslamiyet Sonrası Türk Destanı Manas Destanı: Saltuk Buğra Han Destanı Battal Gazi Destanı Köroğlu Destanı Timur Destanı Cengiz Han Destanı Danişment Gazi Destanı Sarı Saltuk Destanı |
15. a. Tarık Buğra’nın “Osmancık” romanında Osman Bey’in gördüğü rüyanın anlatıldığı aşağıdaki bölümü okuyunuz.
…
b. Osman Bey’in rüyası, sizce “Oğuz Kağan Destanı’ndaki hangi
olayla benzerlik göstermektedir? Bu örnekten yola çıkarak günümüz
edebiyatının, destanlardan nasıl etkilendiğini belirtiniz.
b. Etkilenme olmuştur ki edebiyatımızda rüya motifi çok kullanılan bir özellikti.r
16. Destanları, olay esasına bağlı günümüz Türk edebiyatına ait
daha önceden okuduğunuz bir öyküyle olay örgüsü, tema, kişiler, zaman,
mekân ve dil-anlatım yönünden karşılaştırınız. Farklılıkları
sıralayınız.
Hikâye | Destan | |
Olay Örgüsü | Belli bir olay kurgusu vardır. | Belli bir olay kurgusu vardır. |
Kişi | Yaşamış ya da günlük hayatta yaşayabilecek tipler | Yaşamış kişilerin olağanüstü anlatılmış şekli |
Tema | Hayat dair her şey | Kahramanlık |
Anlatım | Kurmaca anlatım/ destansı anlatım yoktur. | Kurmaca anlatım/ destansı anlatım vardır. |
Zaman | Belli bir zaman çerçevesinde gerçekleşir | Belli bir zaman yoktur. |
Mekan | Bilinen mekanlardır | Bilinen mekanlar değildir |
17. Kitabınızda okuduğunuz metinlerden yararlanarak destanların
“tema, zaman, mekân, olay örgüsü, dil ve anlatım” yönünden özelliklerini
aşağıya sıralayınız.
Olay Örgüsü: Belli bir olay kurgusu vardır.
Kişi: Yaşamış kişilerin olağanüstü anlatılmış şekli
Tema: Kahramanlık
Anlatım: Kurmaca anlatım/ destansı anlatım vardır.
Zaman: Belli bir zaman yoktur.
Mekan: Bilinen mekanlar değildir
YORUMLAMA – GÜNCELLEME
1. a. Türk sinemasının önemli sanatçılarından biri olan Cüneyt
Arkın’ın filmlerinden birini seyretmişsinizdir. Cüneyt Arkın bu
filmlerde, üzerine saldıran 20-30 kişilik bir grupla bazen burnu bile
kanamadan mücadele edip galip gelmektedir. Bunun mümkün olup olmadığını
açıklayınız.
1. Bir insanın birçok kişiyle mücadele etmesi normal olabilir ama bu
sayı 20 ya da 30’a çıkınca orda inandırıcılık mümkün olmamaktadır.
b. Günümüzde olağanüstü özellikleriyle dikkati çeken yerli ya da
yabancı bir filmle “Oğuz Kağan Destanı’ndaki olağanüstü öğeleri
karşılaştırınız. Sonuçları sıralayınız.
b. Mesela Matrix filmi ile karşılaştırırsanız aynı özellikleri görürsünüz.
2. Sizce Oğuz Kağan’ın güçlü bir lider olmak istemesi, hâkimiyet
duygusu, ülke yönetimini çocukları arasında paylaştırması evrensel
özellikler midir? Destandaki diğer evrensel özellikleri de siz bulup
söyleyiniz.
2.
3. Eski Türklerde destan anlatıcıları (kam) henüz iş bölümünün
gerçekleşmediği dönemlerde müzik eşliğinde destan ve şiir söylemenin
yanında, iletmek istedikleri düşünceleri ve mesajları da destan ve
şiirlerle aktarırlardı. Kamların akılla ilgili olan bu davranışları,
hayallerle süsleyip zenginleştirerek oluşturdukları destanlar birer
öğretici metin midir yoksa sanat metni midir? Sınıfta arkadaşlarınızla
tartışınız. Sonucu birkaç cümleyle aşağıya yazınız.
3. Destanlar sanatsal metinlerdir.
4. Sizce, bir milletin destanının olması neyin ifadesidir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
4. O milletin başından olayların geçtiği ve bundan etkilenerek belli
duygu ve düşünce ekseni etrafında birleştiğinin göstergesidir.
DEĞERLENDİRME
1. Sözlü edebiyatla İlgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A. Sözlü edebiyat ürünleri; dil, biçim ve ruh yönünden yabancı etkilerden uzak, tamamen yerlidir.
B. Sözlü edebiyatta İslamiyet’in etkisi de görülmektedir.
C. Yazının henüz kullanılmadığı dönemin edebiyatıdır.
D. Sagu, koşuk ve destan sözlü edebiyat ürünlerindendir.
E. Sözlü edebiyatı, kim tarafından söylendiği belli olmayan ürünler oluşturmaktadır.
CEVAP:B
2. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanları işaretleyiniz.
XXX | Destanlar, ulusların tarih sahnesine nasıl çıktıklarını anlatan kısa, yazılı ürünlerdir. |
XXX | Destanlarda anlatılan olaylar ve kişiler olağanüstüdür. |
XXX | Destanın oluşmasına kaynaklık edecek olağan bir olayın yaşanması yeterlidir. |
Destanlar anonim ürünler değildir. | |
Destanlarda mekân ve zaman net olarak bellidir. |
3. Aşağıdaki noktalı yerlere uygun sözcükleri yazarak cümleleri tamamlayınız.
Destanda zaman ve mekân belli DEĞİLDİR.
Destanlardaki mitolojik unsurlar, HALKIN edebiyatına da yansımıştır.
4. Aşağıdaki cümlelerin başına yargı doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
( Y ) Üç Şehitler Destanı, Kurtarılmış Kudüs (İtalya) doğal destanlardır.
( D ) Ağaç, bozkurt, ışık vb. Türk destanlarında kullanılan mitolojik öğelerdir.
( Y ) Destan Döneminde kamların müzik eşliğinde söyledikleri destanlar öğretici metin görevi görmektedir.
5. Aşağıdakilerin hangisinde doğal destanlar bir arada verilmiştir?
A. İlyada, Kalevala, Oğuz Kağan
B. İlyada, Kaybolmuş Cennet, Oğuz Kağan
C. Kaybolmuş Cennet, Kalevala, Şehname
D. İlyada, Kurtarılmış Kudüs, Kalevala
E. Kurtarılmış Kudüs, Şehname, Odysseia
(1988 – ÖYS)
CEVAP:A
0 yorum :
Yorum Gönder